Sadece adamın konuşmalarını kaydedip, bir kaç soru soracaklar. Büyütmeye gerek yok. | Open Subtitles | وهو سيقومون فقط بتسجيل محادثات ذلك الرجل وطرح بضعة أسئلة ليست مشكلة |
Biz bu örneklerin, verilerin, hepsini kaydedip bir dizi basamakdan geçiyoruz. | TED | لذلك قمنا بتسجيل جميع هذه الأمثلة، البيانات، ومن ثم نتقدّم من خلال سلسلة من الخطوات. |
Bu kayır cihazını al, beş ya da altı şiirini kaydedip bana getir. | Open Subtitles | قُم بتسجيل خمسة أو سِتة قصائِد لهُ و أعِدها إليّ |
Bunu kaydedip Hyun-seo'ya göstermemiz lazım. Baba, TV'de... | Open Subtitles | علينا أن نسجل ذلك لنريه لترى "هيون-سو" والدها و هو على التلفاذ |
Bunu kaydedip Hyun-seo'ya göstermemiz lazım. Baba, TV'de... | Open Subtitles | (يجب أن نسجل هذا ونُريه لـ (هيون سيو *والدك فى التليفزيون* |
Oldu ki seksi bir kadının elbisesi üzerinden uçmuşken bunu kaydedip internete koymazsam kim koyacak? | Open Subtitles | و إذا تطايرت ملابس بعض الفتيات و لم أكن هنا لتصوير هذا |
Oldu ki seksi bir kadinin elbisesi üzerinden uçmusken bunu kaydedip internete koymazsam kim koyacak? | Open Subtitles | وإذا تطايرت ثياب امرأةٍ مثيرة ولم أكن موجوداً لتصوير ذلك ووضعه على الإنترنت ، فمن سيفعل ذلك ؟ |
Bunu kaydedip, internette yayınlıyorsunuz. | Open Subtitles | وستقوم بتسجيل تلك الحركة، ورفعها في الأنتيرنت |
Hepimizde gizlenmiş kablolar olacak ve Ruiz'i kıkırdayan domuzla ilgili konuşurken kaydedip elemanı alacağız. | Open Subtitles | كل منا يملك أسلاك مخفية، ونقوم بتسجيل رويز متحدثاً عن قهقهة الخنزير ثم سنطرحه |
Birkaç şey yaptım. İnsanlara bir dizi onceden hazirlanmis sorular sordum, birkaç belirli fotoğraf çektim ve görüşürken seslerini kaydedip aynı zamanda fotoğraflarını çektim. | TED | و بالتالي قمت بعدد من الأشياء. سألت الناس مجموعة من الأسئلة، و قمت بالتقاط مجموعة من الصور، و قمت بتسجيل المقابلات صوتيا، و أيضا التقطت صور لهم. |
Şamandıralar dalgayla ilgili bilgiyi kaydedip veriyi GOES 11 uydusuna gönderiyor. | Open Subtitles | الطوافات تقوم بتسجيل معلومات الموجة ثمّ ترسل البيانات للقمر الصناعي "جوز 11" |
Neyse, Aurora gördüğünüz gibi bu oyunu oynarken ve günde bin deneme yapıp yüzde 97 doğru tutturup 350 mililitre portakal suyu kazanırken biz kafasında oluşan beyin fırtınalarını kaydedip Auroranın yaptığı hareketleri tekrarlamayı öğrenen bir robot kola gönderiyorduk. | TED | حسنا، بينما كانت أورورا تمارس هذه اللّعبة، كما رأيتم، و تقوم بآلاف المحاولات في اليوم الواحد متحصّلة على 97 بالمائة إجابات صحيحة و 350 مليلترا من العصير، كنّا نقوم بتسجيل النّشاط الدّماغيّ برأسها ثمّ نقوم بإرساله إلى ذراع آليّة التي نرغب في جعلها تنفّذ نفس الحركات التي تقوم بها أورورا |
Tamam. Sesini kaydedip Brooks'a gelen tehditle karşılaştıracağım. | Open Subtitles | صحيح، سأحتاج للقيام بتسجيل لصوتك وأقارنه مع التهديد الذي تلقاه (بروكس). |
Ama kesinlikle bunu kaydedip hele hele Misurata'ya, sam'a St. Petersburg'a göndermiyoruz. | Open Subtitles | إلا أننا قطعا لا نسجل ذلك، ناهيك عن إرساله... إلي (مصراتة) و(دمشق)... و(سان بطرسبرج)، |
Bir cinsel ilişkiyi kaydedip paylaşmaya eğilimli birilerini görebildin mi? | Open Subtitles | أترى أيٌّ مما ، أتعلمين... أيّ مما قد يميل لتصوير المشاهد الجنسية و بيعها. |