Ama asla daha iyi olamadım çünkü orası çok kaygandı. | Open Subtitles | و لهذا لم أحاول مطلقاً أن أفعل شيئاً متقدماً لأن المكان زلق هناك |
Çok kaygandı. | Open Subtitles | لقد كان زلق جدا |
-Nasıl kaygandı? | Open Subtitles | زلق كيق , هل كان متعرق |
- Teknik olarak beni yere devirdin ama gayet iyi hatırlıyorum, o gün yerler çok kaygandı. | Open Subtitles | تقنيا، لم توقعيني أرضا، فحسبما أذكر الأرضية كانت زلقة ذلك اليوم. |
Bana bir el verdiğin için, gerçi çok kaygandı ama yine de teşekkür ederim. | Open Subtitles | وداعاً يا صديقي، أشكرك لمدّ يدك لكنها زلقة. |
Bir hendek vardı, 150 metreden uzun değildi ama, Tanrım, amma kaygandı. | Open Subtitles | كان هناك جرف لا يتعدى 500 متر لكن يالهى كان زلقا |
Orası çok kaygandı, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كان زلق للغاية لقد.. |
Yol da biraz kaygandı. | Open Subtitles | الطريق كان زلق |
İlginç ama kaygandı. | Open Subtitles | غريب , زلق |
Kenardan geçmek istedim ama yer çok kaygandı. | Open Subtitles | لذا ركضت نحوه، لكن الأرض كانت زلقة جدًا |
Ve mermer zeminde çok kaygandı. | Open Subtitles | والأرض الرخامية زلقة فعلاً |
Leonard. Hayır, hayır, atın ayağı takıldı. Yer kaygandı. | Open Subtitles | (ليونارد) لا، لا، تعثر الحصان ، الأرض كانت زلقة |
Yollar kaygandı. | Open Subtitles | والشوارع زلقة |
Yol kaygandı ve araba kaymaya başladı. | Open Subtitles | كان الطريق زلقا وبدأت السيارة بالإنزلاق |