"kaynağıdır" - Translation from Turkish to Arabic

    • المصدر
        
    • مصدر
        
    • ينبوع
        
    • منبع
        
    Ve bu gerçeklik her ne ise dünyadaki sebep ve sonucun gerçek kaynağıdır. Beyin değil, sinir hücreleri de değil. TED وذلك الواقع مهما كان فهو المصدر الحقيقي للعلة والتأثير في العالم وليس المخ وليس العقد العصبية
    Pek çok insan için aitlik anlamın en önemli kaynağıdır, aile ve arkadaşlarla olan bağlarımız. TED للعديد من الناس، الأنتماء هو المصدر الرئيس لحياةٍ ذاتُ مغزىً، هذه الروابط مع عائلاتهم و أصدقائهم.
    Güneşin sıcaklığını hisset. En büyük ateş kaynağıdır. Open Subtitles اشعر بحرارة الشمس، انها المصدر الاكبر للنار
    Öyle. Yüzüm benim için asla solmayacak bir harikalar kaynağıdır. Open Subtitles وجهي لا يتلاشى أبدا على أنه مصدر للعجب بالنسبة لي.
    Arılar için çiçekler onların yaşam kaynağıdır denir, çiçekler içinse arılar onların aşk mesajcılarıdır. TED ويقال أن لزهرة النحل هو ينبوع الحياة ، والزهور والنحل رسل المحبة.
    Montaigne demiş ki saplantı dahiliğin ve deliliğin kaynağıdır. Open Subtitles مونتين قال الهوس بفكرة هو منبع للعبقرية وللجنون
    Gerçek şu ki; onlar, etrafımızdaki her şeyi oluşturan ağır elementlerin kaynağıdır. Open Subtitles فهذه الإنفجارات هى المصدر الوحيد لكل العناصر الثقيلة التي تصنع كل شيء حولنا
    Bu buzul kütleleri bölgedeki başlıca su kaynağıdır. Open Subtitles هذا الجليد المصدر الرئيسي للماء في المنطقة.
    Oradaki küçük şey, güneşten sonraki ilk ebedi enerji kaynağıdır. Open Subtitles هذا الشيء الصغير هو المصدر الأول للطاقة. إنها كالشمس.
    Kusurlarımız aslında gücümüzün kaynağıdır. Open Subtitles ونقاط ضعفنا في الحقيقة هي المصدر في قوتنا.
    Yumurta, ortalama bir insanın beslenme düzenindeki en yoğun diyet kolesterolü kaynağıdır. Open Subtitles البَيض هو المصدر الأكثر تركيزاً للكوليسترول الغذائي في طعام الإنسان العادي.
    Nükleer füzyon, Güneş de dahil olmak üzere birçok yıldızın yaşam kaynağıdır. Haliyle dünyadaki tüm enerjinin de kaynağı. TED الاندماج النووي هو حقًا بمثابة شريان الحياة لجميع النجوم، بما في ذلك الشمس، ونتيجة لذلك هو المصدر الرئيس للطاقة على سطح الأرض.
    Papağanlar, "Papağan Ateşi"nin birincil kaynağıdır. Open Subtitles الببغاء هو المصدر الرئيسي لداء الببغاء
    Karaciğer ve böbrekler, bu hayvanlar için zengin bir besin kaynağıdır. Open Subtitles تعرف, الكبد و الكليه هي مصدر غني بالمواد الغذائية لتلك المخلوقات
    Yapıcılar inovasyonun kaynağıdır, ve bunun kişisel bilgisayar endüstrisinin doğumu gibi bir şeye kadar gittiğini düşünürüm. TED ان المخترعون\الصانعون هو مصدر الالهام واعتقد ان هذا يعود الى مولد الكمبيوتر الشخصي
    Yani, öyle görülüyor ki, sokaklar bizim için hiç bitmeyen bir ilham kaynağıdır. TED لذا يتبين لنا أن الشارع هو مصدر مستمر لهذا النوع من الإلهام بالنسبة لنا.
    Oh evet, orada bulunmuştum. Eski zamanlardan kalma el değmemiş doğal bir buz kaynağıdır. Open Subtitles إنه ينبوع ثلج نقي ، و أنا غالباً لا أستخدم كلمة نقي
    Eski zamanlardan kalma el değmemiş doğal bir buz kaynağıdır. El değmemiş lafını da sık kullanmam. Open Subtitles إنه ينبوع ثلج نقي ، و أنا غالباً لا أستخدم كلمة نقي
    Bu, bütün insanların hayat kaynağıdır. Open Subtitles ـ هذا هو ينبوع حياة كل البشرية
    Endişe bütün bunların kaynağıdır. TED ولذلك فان الإهتمام هو منبع كل المؤهلات
    "Bu çayır" dedi yaşlı adam, "nehrin kaynağıdır." Open Subtitles قال العجوز ، هذا المرج "هو منبع النهر"
    Toprağın sanatın kaynağıdır Open Subtitles ترابك منبع الفنون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more