| kazadan önce olduğundan en az üç kat daha fazla araba var. | Open Subtitles | يبدو أن أعداد السيارات تضاعفت ثلاث مرات عما كانت عليه قبل الحادث |
| kazadan önce öğrendiği... karışık şeyler yapıyordu... yeter ki konsantre olabilsin. | Open Subtitles | كان بإمكانه القيام بأكثر الأشياء تعقيداً طالما عرفها قبل الحادث طالما يركز فيما يفعل |
| kazadan önce seksi, heyecanlı ve arabayı yoldan çıkarmakla alâkalı fantezilerin olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قبل الحادث قلت أن لديك أصدقاء من أجل المتعة الجنسية و الخروج عن الطريق |
| Polis kazadan önce içtiklerimle kazadan sonra içtiklerimi ayırmakta zorlanacak. | Open Subtitles | الشرطة ستواجه صعوبة فى معرفة الشرب قبل الحادثة وبعد الحادثة |
| kazadan önce içki içiyormuş ve anneniz dahil birkaç kişi öldürülmüş. | Open Subtitles | لقد كان ثملاً قبل الحادثة, وعدة أشخاص, من ضمنهم والدتكِ, قُتلوا. |
| Anlaşılan merhum, bu talihsiz kazadan önce talihsiz bir kaza geçirmiş. | Open Subtitles | يبدو أن المتوفى كان لديه حادث تعيس قبل وقوع الحادث التعيس |
| kazadan önce duyduğum son şey, bir iyilik istediğindi. | Open Subtitles | آخر شيء سمعته قبل تحطم الطائرة هو أنك تطلبين خدمة |
| kazadan önce John Locke hayata olan inancını yitirmişti, ama enkazla birlikte yürüme yeteneğinide tekrar kazandı. | Open Subtitles | قبل الحادث, جون لوك قد فقد الامل في حياته, ولكنه قام من الحطام ومعه قدرته على المشي |
| Tıpkı kazadan önce çikolata sevmemin şimdi de sevmemi gerektirmediği gibi. | Open Subtitles | انه مثل, لاني فقط احب الشكولاته قبل الحادث لايعني ذالك انني لا زالت احبها |
| Demek kazadan önce, partide biraz alkol aldınız. | Open Subtitles | إذن تناولت بضعة مشروبات في الحفله قبل الحادث |
| Eskiden Jodi'nin notlarıyla dalga geçerdim. kazadan önce bile her odada bir not olurdu. | Open Subtitles | ان يبقى مع جودي؟ اعتدت ان أسخر من جودي على كتابة الملاحظات؟ حتى من قبل الحادث |
| kazadan önce yandan vurduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف إن هي قد ضربك من الجانب قبل الحادث. |
| kazadan önce ilişkimiz nasıldı diye düşünüyordum da... | Open Subtitles | . حسناً ، لقد كنت أفكر .. قبل الحادث ، علاقتنا كانت |
| Ne var ki şüphelendiğim gibi, kadın kazadan önce ölmüş. | Open Subtitles | مثل الأنسه كاتورايت هنا على الرغم من ذلك فأنا أشك أنها كانت متوفاه قبل الحادث |
| Muhtemelen kazadan önce cinayet silahından kurtulmuşlar. | Open Subtitles | السلاح على الأرجح تم التخلص منه فى مكان ما قبل الحادث |
| Dişleri daha önce çıkmıştı. kazadan önce. Evet, o da böyle söyledi. | Open Subtitles | ــ لقد خسرهم قبل الحادث ــ قبل اليوم , صحيح , ذلك ما قاله هو |
| kazadan önce karar vermiştik. Aptalca bir hata yaptım ben. | Open Subtitles | لقد كان الأمر قبل الحادثة لقد قمتُ بفعل شيء غبي |
| Hayır, hiç bu kadar iyi olmamıştım. kazadan önce bunu yapamıyordum. | Open Subtitles | لا, أنا في أحسن حال قبل الحادثة لم أكن أستطيع فعل هذا |
| kazadan önce bir e-posta indirmişim, ama açılmıyor. | Open Subtitles | أنه يقول بأنك حملت رسالة قبل الحادثة ولكنها لن تفتح |
| kazadan önce araban hasar görmüş. | Open Subtitles | سيارتك كانت مصدومةً بالفعل قبل وقوع الحادث. |
| kazadan önce, pilot irtibatı kaybettiğimizi söylemişti. Geri dönüyorduk. | Open Subtitles | قبل تحطم الطائرة، قال الطيار أننا فقدنا الاتصال، كنا سنعود |
| Adli tabipler, Fisher'dan kalanları inceliyor ama ilk tahmine göre kazadan önce felç geçirmiş. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي ينظر مرة أخرى في البقايا ولكن تخمينها الأولي أنه اصيب بسكتة دماغية قبل الحطام |
| kazadan önce herhangi tuhaf bir şey oldu mu? | Open Subtitles | . هل حدث اي شئ غريب , مباشرة قبل حادثة السيارة ؟ |