Interpol ajanı taklitçisi gibi kazançlı bir işi kaçıramazdı. | Open Subtitles | لم يفوت فرصة القيام بعمل مربح بإنتحاله هيئة عميل في الشرطة الدولية. |
Bence oldukça kazançlı bir geleceğimiz olabilir birlikte. | Open Subtitles | أظن أن بإمكاننا الحصول على مستقبل مربح سويا. |
kazançlı bir iş için üniversiteyi bir yıl erteleyebileceğin konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | اتفقنا أنّه يُمكنك أنْ تؤجل الكلية لمدّة سنة واحدة من أجل مزاولة عمل مربح فقط. |
Arcadia Siyasal Konseyi, kazançlı bir petrol anlaşmasından milyarlar kazanmak için hazırdı. | Open Subtitles | مجلس السياسة أركاديا صفقات بالمليارات على عقد النفط المربحة |
Arcadia Siyasal Konseyi, kazançlı bir petrol anlaşmasından milyarlar kazanmak için hazırdı. | Open Subtitles | مجلس السياسة أركاديا صفقات بالمليارات على عقد النفط المربحة |
Ya borcu tamamen geri ödeyecekler ya da kazançlı bir işe ortak olacağım. | Open Subtitles | القرض سيُدفع لي بالكامل .أو الشراكة في عملٍ مربح |
kazançlı bir iş bulmakta zorluk çekiyorum da. | Open Subtitles | فقط عندي مشكلة الحصول على عمل مربح |
kazançlı bir geleceğe, Bay Başkan. | Open Subtitles | في نخب مستقبل مربح يا سيد العمدة. |
Yalnızca senin için kazançlı bir atama değil hepsi o kadar! | Open Subtitles | كل ما في الأمر بالنسبة لكِ أنه ليس منصب مربح! |
Alışverişe gittim ve kazançlı bir iş edindim. | Open Subtitles | ذهبتُ للتسوّق وحصلت على عملٍ مربح. |
Yatırım bankacılığı, çok kazançlı bir iş. | Open Subtitles | -هذه هواية الاستثمار المصرفي مجال مربح |
Bu çok kazançlı bir iş. | Open Subtitles | إنّه أمر مربح للطرفين |