Şu anda itibaren, yarı final maçları, üç puanla kazanılacak. | Open Subtitles | من الآن ، ومباريات الدور قبل النهائي، ثلاث نقاط للفوز |
Ama daha kazanılacak bir sürü savaş var. | Open Subtitles | لكن مايزال هناك الكثير من المعارك للفوز بها، |
ben kazanılacak bir ödül değilim! | Open Subtitles | أنا لست جائزة للفوز بها |
Ben kazanılacak bir ödül değilim. | Open Subtitles | أنا لست جائزه ليفوز بها أحد |
- Ben kazanılacak bir ödül değilim. | Open Subtitles | لست جائزة ليفوز بها أحد |
Cidden. E-kitaplardan kazanılacak çok şey var: Kolaylık, elverişlilik, taşınabilirlik. | TED | هناك الكثير مما يمكن الحصول عليه من خلال الكتب الإلكترونية: السهولة والراحة، والاحتمالات الشاسعة. |
sen kazanılacak bir ödül değilsin. | Open Subtitles | أنت لست مجرد جائزة للفوز بها |
kazanılacak yeni bir dünya var! | Open Subtitles | هناك عالم جديد للفوز |
Bak George Charleston kutlamasında hiç görmediğimiz kadar para kazanılacak. | Open Subtitles | أنظر يا (جورج) هناك الكثير من المال للفوز به في مهرجان (تشارلستون) أكثر مما رأينا .. |
Sonra geleceğe baktığımızda kazanılacak çok daha şey olabilir. | TED | وعندما ننقل نظرنا إلى المستقبل، فإننا نرى المزيد والمزيد مما يمكن إنجازه. |