Nakliyeyi aradan çıkarmak bir servet kazandıracak. | Open Subtitles | سوف يوفر علينا هذا مبالغاً طائلة في الشحن. |
Şu anki tedaviniz size zaman kazandıracak... az ya da çok,... ama hepsi bu. | Open Subtitles | أثناء المعالجة استطعت أن توفر بعض الوقت.. ربما الكثير، وربما القليل. ولكنك امام الامر الواقع الان. |
En azından bize bütün bunların arkasında ki kötü cadıyı öldürmek için zaman kazandıracak. | Open Subtitles | على الأقل هذا سيوفر لنا وقتاً حتى نقضي على تلك الساحرة الشريرة التي وراء كل هذا |
O video bana 10 bin kâğıt kazandıracak harika bir viral video. | Open Subtitles | مقطع فيديو رائع مشهور سيجني لي عشرة الآلف دولار |
kazandıracak kaynaklar ve finansmanımızdan emin olana kadar işgâl edilmememiz gerek. | Open Subtitles | لايجدر بنا الثوران قبل ان نتأكد من أن لدينا المصارد والأموال لربح المعركة |
Sanıyorum ki bugünkü işiniz size ölümsüzlük kazandıracak. | Open Subtitles | أستطيع القول . أن عملك اليوم سيحقق لك الخلود |
Acı gerçek şu ki, bu size para kazandıracak. | TED | والحقيقة المؤسفة.. انك ستوفر النقود بذلك |
Şimdi söyleyeceklerim bana çok dedikodu puanı kazandıracak. | Open Subtitles | حسناً, إذاً, الذي سأخبركم به الآن سيعطيني نقاط رئيسية في الثرثرة |
Bu da, kapatmam için beni Valentine'ın ana bilgisayarına götürmen için yeterli zamanı kazandıracak. | Open Subtitles | مما يوفر لك الوقت لتدخلني إلى النظام المركزي حتى أتمكن من إغلاقه |
Bu bize on dakika kazandıracak. | Open Subtitles | هذا يوفر لنا عشرة دقائق |
Dolar başına 30 sent kazandıracak. | Open Subtitles | انهُ يوفر 30 سنت من الدولار. |
Bu donduğu zaman bize biraz zaman kazandıracak böylece ayağını hareket ettirebileceksin tamam mı? | Open Subtitles | وعندما يتجدم هذا.. ينبغي أن توفر لنا القليل من الوقت عندما تحرك قدمك.. |
Tabii, sonuçta bize para kazandıracak, değil mi? | Open Subtitles | لإحضار الخمر. نعم، أعني، ينبغي أن توفر لنا بعض المال، أليس كذلك؟ |
Bu katil için yeni iş, yeni eğlence olacak, bize zaman kazandıracak. | Open Subtitles | هذا أمر جديد عليه. هذا سينقذه. سيوفر له وقتاً |
"Endişelenme hayatım, bu bize zaman kazandıracak" demiştin. | Open Subtitles | لاتقلقى يا حبيبتى ,هذا سيوفر لنا ساعات |
Bize çok para kazandıracak Ray. | Open Subtitles | جيسون سيجني المال الكثير , راي |
O surat, bize bir servet kazandıracak. | Open Subtitles | هذا الوجه سيجني لنا ثروة |
Asil, zarif ve her şeyden öte kupa kazandıracak bir performanstı. | Open Subtitles | إنه مؤدب، محترم وفوق ذلك كله، أداء لربح الجائزة |
Adam bize eşek yüküyle para kazandıracak. | Open Subtitles | سيحقق لنا الكثير من المال |
Değirmen, Fonio üreticilerini el işlerinden kurtararak, onlara zaman kazandıracak, verimliliği kısıtlayan dar boğazı çözecek. | TED | بإعفاء منتجي الفونيو من العمليات اليدوية، ستوفر الطاحونة لهم الوقت ويزيل عنق الزجاجة للانتاج التي تحدّ نتاجهم |
Görüyorsunuz, sizden kurtulmak da bana iyi bir itibar kazandıracak. | Open Subtitles | كما ترى، تخلّصي منك سيعطيني سمعةً طيّبة أيضًا. |
Hammer Silah Şirketi babasından miras kalmış ve milyon doalrlar kazandıracak silahlar üretiyor. | Open Subtitles | ورث شركة اسلحة نارية من والده تدر عليه الملايين من صناعة الاسلحة |
Bize savaşı kazandıracak Autobot teknolojisini taşıyordu ve bir kaptanı vardı. | Open Subtitles | تحمل تقنيات للأوتوبوتس يمكن أن تربحنا الحرب و قائدها |
Bu bize soru cevap oyunumuz için zaman kazandıracak. | Open Subtitles | هذا سيوفّر علينا وقتاً خلال فقرة سؤال و إجابة مِنْ لعبتنا. |
Davayı yargıca götüreceğiz o da erteleme talebimizi kabul edecek ki bu da bize zaman kazandıracak, tamam mı? | Open Subtitles | سنعرض القضية على القاضي. و... سيوافق على التأجيل، الذي من شأنه سيكسبنا المزيد من الوقت لحل الأمور. |
Bu borçlarla yatırım yaptığım paralar bana bir servet kazandıracak değil mi? | Open Subtitles | كل هذا المال الذي استثمره عن طريق هذه القروض سيكسبني ثروة,أليس كذلك؟ |