Ancak keşfetme arayışı beni, kısa sürede gezegenin en uzak köşelerine, bu keşfedilmemiş kıtanın yeni, potansiyel girişlerini bulmaya savurdu. | TED | ولكن السعي وراء الاستكشاف سرعان ما قادني إلى أبعد زاوية في الكوكب، باحثًا عن مداخل محتملة لهذه القارة الغير مكتشفة. |
Bu alan, Peru ve Brezilya sınırında, hiç keşfedilmemiş, bilimsel olarak neredeyse hiç bilinmiyor. | TED | وتقع هذه المنطقة على الحدود بين بيرو والبرازيل غير مستكشفة على الاطلاق وتقريبا غير معلومة علمية على الاطلاق. |
Isaac Newton alışık olmadığımız bir mütevazı anında bir keresinde keşfedilmemiş dev gerçekler okyanusunun kıyısında oynayan bir çocuk olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال اسحق نيوتن في لحظة تواضع نادرة أن علمه مثل طفل صغير يلعب على شواطئ محيط واسع بأراض مجهولة |
Ve hatta her biri keşfedilmemiş dünyalarıyla, daha büyük mağara sistemleri bulabileceğimizi tahmin ediyoruz. | TED | ونفترض أننا سنجد هناك أنظمة كهوف أكبر، كل واحد منها وعالمه الغير مكتشف. |
Resmen bir sorunu yok çünkü, pratikte, henüz keşfedilmemiş bir yer. | Open Subtitles | رسمياً لا يوجد عيب به لإنه عملياً لم يُكتشف بعد |
Bilirsin işte, keşfedilmemiş şehirlerde uygun fiyatlı evler falan arıyoruz. | Open Subtitles | كما تعلم.. نبحث عن المدن الغير مكتشفة ذات المنازل الرخيصة |
Büyük kısmı keşfedilmemiş, düzgünce anlaşılamamış ve efsanelerde yer almış. | TED | وهي غير مكتشفة تمامًا، مبهمة وتحوم حولها الأساطير. |
Onları okumanı istiyorum. "keşfedilmemiş Kişilik"ten başla. | Open Subtitles | أريدك أن تقرأيهم أبدئي بكتاب النفس الغير مكتشفة |
Okyanuslarımız oldukça keşfedilmemiş ve az örneklem alınmış durumda, bugün hâlâ diğer gezegenler hakkında kendi gezegenimizden | TED | محيطاتنا غير مستكشفة أو مستغلة إلى حد بعيد. واليوم، ما زلنا نعرف عن الكواكب الأخرى أكثر ممّا نعرف عن كوكبنا. |
Bilim insanları buradan keşfedilmemiş yer şekillerini haritalayabiliyorlar. | Open Subtitles | يستطيع العلماء منه رسم خريطة لأميال من المناطق الغير مستكشفة |
keşfedilmemiş sular. Hayal bile edemeyeceğiz şeyler. | Open Subtitles | مياه مجهولة و لا يمكن ابحارها و هناك كلام عن وحوش بها |
keşfedilmemiş sulara yelken açtık benim bile görmediğim. | Open Subtitles | هناك مياه مجهولة لنا لنبحر فيها انا نفسي لم ادخلها من قبل |
Aslında, biz çoğu keşfedilmemiş bir gezegende yaşıyoruz. | TED | في الواقع، نحن نعيش في عالم غير مكتشف تقريباً. |
Geminin keşfedilmemiş kısmından bir mesaj aldık. | Open Subtitles | لقد تلقيت رسالة للتو من جزء غير مكتشف من السفينة |
Tanrı'nın yemyeşil Dünya'sında ve daha keşfedilmemiş olan evrenin uzak köşelerindeki her şey. | Open Subtitles | كل شئ في أرض الله الخضراء وربما أبعد مما لم يُكتشف بعد في كوننا؟ |
keşfedilmemiş şarkı yazma ikilisinin tehlikesi. | Open Subtitles | التعرض للأخطار من اجل كتابة اغنيه ثنائيه غير معروفه |
Bandricka Avrupa'nın keşfedilmemiş birkaç köşesinden biridir. | Open Subtitles | ان فتدق باندريكا هو واحد من الزوايا القليلة التى لم تُكتشف فى اوروبا |
keşfedilmemiş bölgeye geçtiğimizi söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أننا دخلنا فى المنطقه الغير مدرجه |
Tüm vadide bu keşfedilmemiş lav kanallarından var. | Open Subtitles | الوادي بأكمله به مئات من هذه الحمم البركانية الغير مستكشفه |
Evden birkaç milyon ışık yılı uzakta, keşfedilmemiş bir kayada olmasaydık, düşünürdüm. | Open Subtitles | حسناً , لو لم نكن على بعد ملايين من السنين الضوئية من الوطن على صخرة لم يتم إكتشافها من قبل |
Kimilerinin "perili" dediği türden meşum, eski bir ev... adımlanmayı bekleyen keşfedilmemiş topraklar gibidir. | Open Subtitles | بيت قديم و شرير بعض الناس يقولون انة مسكون مثل البلاد المجهولة تنتظر من يكتشفها |
Bu zor bir savaş olacak ama henüz keşfedilmemiş bir alan. | TED | حيث سيصبح هذا الأمر معركة صعبة، وسيظل مجالاً غير مستكشف بشكل كبير. |
Şimdiye kadar keşfedilmemiş birisinin çalışmaları birdenbire ortaya çıkıyor ve oldukça iyi görünüyorlar. | Open Subtitles | شعور بأن شخصاُ ما غير مُكتشف و لم يُكتشف و فجأة أصبحت أعمالها متوفرة و هي أعمال رائعه |
keşfedilmemiş ada. Hala orada! | Open Subtitles | الجزيرة التي لم تكتشف بعد مازالت هُناك |