| Bakire kız, Kedisiyle evde yalnız, bense onu Dawson"a götürüyorum. | Open Subtitles | العذراء وحيده مع قطتها وأنا آخذها لترى داوسون. |
| Hayır. Barbara'nın Kedisiyle ilgili haberler kötü de. | Open Subtitles | إن (باربرة) تحمل أخباراً حزينة بشأن قطتها |
| Hayır. Kedisiyle konuştuk. | Open Subtitles | لا, لقد تحدثنا مع قطتها |
| Bir adam Kedisiyle konuşuyorsa tımarhaneden sadece bir adım uzaktadır. | Open Subtitles | لكن الرجل الذي يتحدث مع قطته حسناً هو على بعد خطوة من مستشفى المجانين |
| Llewyn Kedisiyle birlikte yerde yatabilir. | Open Subtitles | يمكن لـ " لوين " أن ينام على الأرض ، مع قطته |
| Paul'un aşağıda Kedisiyle oynadığını bilmiyordu. | Open Subtitles | لم تكن تعلم بأن (بول) كان يلعب مع قطتها تحتها. |
| Kedisiyle oynamak için adını yazdırabilirsin. | Open Subtitles | عليك الإشتراك للعب مع قطتها. |