Nasıl ki bir tırtıl kelebeğe dönüşüyorsa sıtma paraziti de bu şekilde kendini hayatı boyunca tam yedi kez değiştiriyor. | TED | فكما يتحول اليسروع إلى فراشة كذلك يتحوّل طفيلي الملاريا سبع مراتٍ خلال دورة حياته |
Ya da bir başka benzetme şu olabilir, tırtılın kelebeğe dönüşmesi. | TED | كعلم الاحياء المليء بالامثلة مثل تحول اليرقة الى فراشة |
Bu bir koza ve 10 gün içerisinde bir kelebeğe dönüşecek. | Open Subtitles | هذا شرنقة، بعد اثني عشر يوما ستصبح فراشة. |
"Katillerin arabası... uzaklaşırken baştan sona yanan arka farları... kelebeğe benziyordu." | Open Subtitles | أنوار سيارة المتهم كانت تضيء بشكل يشبه الفراشة بينما كانت تبتعد تشبه الفراشة |
Onlara Eyfel Kulesi'ni göstereceğiz ve kelebeğe dönüşmelerini seyredeceğiz. | Open Subtitles | لزيارة برج إيفل ونرى كيف أن تتحول إلى إلى فراشات. |
Çoğu tırtılın kelebeğe dönüşmeden önce yem olduklarını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتعلمين أن أغلب يرقات الفراشات تؤكل قبل أن تتحوّل إلى فراشة؟ |
Zavallı tırtılın, heybetli kelebeğe küçük palamutun, heybetli meşe ağacına dönüştüğü gibi biz de tamamlarız işte metaformozumuzu! | Open Subtitles | كما الدودة الصغيرة تصبح فراشة جميلة كما الجوزة الصغيرة تصبح شجرة بلوط قوية نحن أيضاً نكمل تحولنا |
Başkalaşımın hızı artabilir, kelebeğe dönüşen tırtıl gibi mesela. | Open Subtitles | يمكن أن يسرع التحول كيرقة تتحوّل إلى فراشة |
Tabi ki üzer tatlım. Ama güzel bir kelebeğe dönüşmesinin tek yolu budur. | Open Subtitles | بالطبع يؤلمها عزيزتي ، ولكنها الطريقه الوحيده لكيّ تصبح فراشة جميلة |
İpek otunun yaprağı artık savunmasızdır ve tırtıl kelebeğe dönüşeceği pupa safhasına girene kadar güven içinde beslenebilir. | Open Subtitles | عصارة الورقة اللبنية غير مجدية الآن ويأكل اليسروع بأمان قبل أن يصبح خادرا ليصبح فراشة |
Bizim kasvetli tırtıl müsrif bir kelebeğe dönüşmüş. | Open Subtitles | اليسروع الحزين قد تحول إلى فراشة رائعة الجمال |
Kanat parçasına benziyor büyük ihtimal kelebeğe aittir. | Open Subtitles | ما ذلك؟ يظهر ليكون قطعة من جناح ربّما فراشة |
Bazıları buna, tırtıla dönen ve sonra tekrar kelebeğe dönen kelebek gibi der ya da yumurta olan bir tavuktan yeni bir tavuk çıkması gibi. | Open Subtitles | آخرون يقولون انه كفراشة تتحول إلى يرقة و التي تنمو مرة أخرى إلى فراشة أو دجاجة تتحول إلى بيضة و تفقس دجاجة جديدة |
Bazen de tüm tırtılların kelebeğe dönüşmeyeceğini kabul etmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | و في بعض الأحيان عليك أن تتقبل أن ليس كل يرقة تصبح فراشة |
Tırtıllar kozadayken, kelebeğe dönüşmeye başlamadan önce bedenlerini enzimlerine kadar parçalarlar. | Open Subtitles | حينما تكون دودة القز في شرنقتها فإن جسدها يتحلل بالكامل قبلما يُعاد تكوينه على هيئة فراشة |
Yanlışlıkla bir kelebeğe bassam, zamanda dalgalanma oluşturup doğmamı engelleyebilir... | Open Subtitles | إذا دست على فراشة فيمكن أن ترسل موجات عبر الزمن وهذا يعني أن لا أولد أساساً |
Az önce şuradaydı ama kelebeğe bastı ve artık kim olduğunu bile hatırlamıyorsun. | Open Subtitles | كان يقف هنا منذ لحظة لكنه داس على فراشة وما عدتِ تذكرينه |
Son hatırladığım şey güzel bir kelebeğe dalmıştım. | Open Subtitles | آخر ما أتذكّره كان إبداء إعجابي بتلك الفراشة الجميلة. |
Bette bir tırtıldan bir kelebeğe dönüşmüş. | Open Subtitles | لقد حولت بيت من اليرقة إلى الفراشة |
Onları kelebeğe çevirdi sonsuza dek çocuk kalabilsinler diye onları özgür bıraktı. | Open Subtitles | حولتهم إلى فراشات أطلقت العنان لهم حتى يُمكنهم البقاء أطفالاً للأبد |
- Tırtıllar bin kat daha güzel kelebeğe dönüşür. | Open Subtitles | يساريع تصبح فراشات اجمل بألف مره |
"...terennüm edecek ve kadim hikâyeleri anlatarak varaklı kelebeğe güleceğiz." | Open Subtitles | ونخبر الأساطير القديمة ونضحك على الفراشات المذهبة |
Psikopat bir tırtıldan, biraz daha az kötü bir kelebeğe dönüştü. Evet. | Open Subtitles | ارتقى من يرقة مختلّة لفراشة أقلّ شرًّا بقليل. |