| Keller'ınki kadar iyi bir şişe yapabilirsem ikisini de test etmeleri gerekir. | Open Subtitles | إذا سلمت زجاجة مزيفة ستكون كأنها بروعة زجاجة كيلر سيضطرون لفحص الزجاجتين |
| Ya da belki gerçek Vincent Keller'ı çok uzun süredir saklıyorsundur. | Open Subtitles | أو ربما كنت فقط تختبئ فنسنت كيلر الحقيقي لفترة طويلة جداً |
| Ama Lazarus olarak bilinen Keller'ın hala hayatta olması mümkün. | Open Subtitles | و تبخر,ولكن هناك احتمال قوى ان كيلر,لازارس على قيد الحياه |
| Düşünsenize, Helen Keller eğitim görürken işte burada yemek yiyordu. | Open Subtitles | وفقط فكر هنا هيلين كيلير كانت تأكل عندما كانت هنا |
| Keller'le bu odayı boyamanız... ..daha uzun sürecek mi? | Open Subtitles | أخبرنى , هل سيستغرق الامر منك ومن كيلير مدة أطول لتنتهوا من الدهان بهذه الغرفة ؟ |
| Çünkü eğer Keller'sa onu daha bir ay delikte tutacağım. | Open Subtitles | لأنهُ لو كانَ كيلَر سأتركُه في الانفرادي لمدة شهر |
| Görünüşe göre Keller'ın son boşanmasında etkili olan şeyi... | Open Subtitles | وها هي حقيقة ممتعة الطلاق الاخير لكيلر يتضمن اابطال وثيقة الزواج بسبب |
| On üç yaşında Helen Keller'in otobiyografisini buldum. | TED | عندما كنت في ال13، وجدت السيرة الذاتية لهيلين كيلر. |
| Hepimizin hayran olduğu muhteşem kadın Helen Keller'dan bir alıntıyla başlamak istiyorum. | TED | أريد البدء باقتباسٍ لهيلين كيلر تلك المرأة العظيمة التي تُعجبنا جميعًا. |
| Tanrı'm, harika bir eviniz var, Bay Keller. | Open Subtitles | . يا إلهى , إن لديك منزل كبير هُنا . يا سيد كيلر |
| Bayan Keller'a göre, profile uymuyorum... çünkü annemle yakın bir ilişkim var. | Open Subtitles | بفضل الانسه كيلر أنا لا أناسب شخصيه القاتل لاني لدي علاقه وثيقه بأمي |
| Keller bir pislik. Flerets projesi benimdi. | Open Subtitles | كيلر الحقير , لقد كنت أتولى أمر مشروع فليرى |
| Keller bizi bırakmaya karar verdi, bu nedenle onun dosyalarını paylaşmalıyız. | Open Subtitles | كيلر قرر الاستقاله لذا سنقوم بتوزيع ملفاته |
| Keller'in arabasını çalmamı isterken rahatsız olmadın. | Open Subtitles | أنت لم تمانعى أن تطلبى منى سرقة سيارة كيلر |
| İnsanlar farklı yollarla korkunun üstesinden gelirler, Bay Keller. | Open Subtitles | الناس يتعاملون مع الخوف بطرق مختلفه يا مستر كيلر |
| Ajan Keller? Günaydın. Özel Ajan Lewis, FBI. | Open Subtitles | العميل كيلر عمت صباحا العميل الخاص لويس من المباحث الفيدراليه و هذا هو العميل كنج |
| Bayan Keller, kocanız ön lastiğime bakabilir mi acaba? | Open Subtitles | سيدة كيلير , هل تطلبى من زوجكِ أن يفحص أطار سيارتى الامامى ؟ |
| Keller kilise konutunda çalışıyormuş, doğru mu? | Open Subtitles | أبتى , كيلير يعمل فى منزل القساوسة عندكم , صحيح؟ |
| Belki beni gösterip, "Keller yaptı" diyeceksiniz. | Open Subtitles | ربما ستقوم بأشارة أصابعك نحوى ربما ستقول أنه كيلير |
| Peder Logan'ı görmeye geldim. Keller, yok diyor. | Open Subtitles | جئت لرؤية ألآبت لوجن ولكن كيلير يقول أنه ليس هنا |
| Bay Keller'ın, sanırım artık üç ya da dört göt deliği var. | Open Subtitles | ربما يكونُ لدى السيد كيلَر ثلاثَة أو أربعَة فتحات شَرج الآن |
| Beecher, Schillinger ve Keller kemiklerini kırdığından beridir hastanede. | Open Subtitles | ما يزال بيتشَر في المَشفى بعدَ أن كَسَرَ شيلينجَر و كيلَر عِظامَه |
| Keller'a ulaş. | Open Subtitles | لتصلي (لكيلر) 0 |