Ben senin için sadece kemerindeki bir çentiğim! | Open Subtitles | أنا مجرد ثلم آخر في حزامك ما الذي تتحدثين عنه ؟ |
kemerindeki hiç bir şeyi el fenerinden daha fazla kullanmazsın. | Open Subtitles | أنت تستعمل مصباحك أكثر من أي شيء في حزامك |
kemerindeki kelepçeler... onları al ve arkadaşının ellerini arkasından kelepçele. | Open Subtitles | تغلب عليه بالسيارة تلك الكفات على حزامك... |
Daha önce de söylediğim gibi, sadece kemerindeki yıldızı gördüm. | Open Subtitles | مثلما قلت، كل ما رأيته هو النجمة على حزامه. |
kemerindeki izlerden. | Open Subtitles | علامات الكشط على حزامه حيث كان يحمله |
Suçlanan kızın emniyet kemerindeki alet izini mi önemli bulmadın? | Open Subtitles | على حزام المتهم ليست مهمة في القضية ؟ |
Biliyorsun, o sadece kemerindeki bir çentik değil. | Open Subtitles | إنها ليست ثلماً آخر في حزامك |
Sakın kemerindeki silahı alayım deme. | Open Subtitles | لا تلمس ذاك المسدس في حزامك. |
Şimdi kemerindeki baltayı al. | Open Subtitles | والآن اخرجي الفأس من حزامك |
- Adamın kemerindeki lakabı "zorlayıcı." | Open Subtitles | -الرجل الذي أطلق على حزامه أسم (المجّبر ). |
Korkarım ki Dennis istediğini elde ettikten sonra kaçıp gidecek ve ben de kemerindeki başka bir çentik olacağım. | Open Subtitles | واخاف اذا اشبع (دينيس) رغباته سيتجاهلني وانا ساكون مجرد ثقب في حزامه |
Sadece kemerindeki yıldızı gördüm. | Open Subtitles | كل ما رأيت هو نجمة على حزامه |
- Çemberi pek daraltmıyor. Evet ama kemerindeki çağrı cihazı daraltıyor. | Open Subtitles | -كلاّ، لكن البيجر في حزامه يختصرها . |
Bu saçları, GZK kemerindeki kanla eşleşiyor mu diye test etmeni istiyorum. | Open Subtitles | قلت لك، لا. أحتاج منكِ إختبار واحدة من هذه الشُعيرات مقارنةً بالدماء الموجود على حزام (خ.س.ق). |
Dana, bu saçları GZK kemerindeki kanla eşleşiyor mu diye test etmeni istiyorum. | Open Subtitles | (دانا)، أحتاج منكِ فحص واحدة من هذه الشُعيرات مقارنةً بالدماء، الموجودة على حزام (خ.س.ق)، ولكن أحتاج أن يكون الأمر سريًّا. |