Askeri terimlerle, kendi özel kültürü ve alışkanlıklarıyla yepyeni bir dünyayı öğrenecektim. | TED | كان عليّ أن أتعلم عن عالم جديد تماما، مليء بالمصطلحات العسكرية، بثقافته الخاصة وكل شيء. |
Ve Jane Goodall, kendi özel bağlantısını kurarken, Nick Nichols tarafından fotoğraflanmış. | TED | و جين جودويل، تصنع علاقاتها الخاصة صورة بواسطة نيك نيوكلاس |
Dahası, bu pagan kadının, sarayda kalmasına izin veriyor, ...hattâ, ona kendi özel odasının yanında, bir yer bile verdi. | Open Subtitles | أسوأ من ذلك ، لقد أتى بإمرأته الوثنية للعيش فى القصر و قد جرؤ على وضعها فى جناح متاخم لغرفته الخاصة |
Anlaşılan o ki, Kraliçe Catherine, Hugh Latimer'ı, kendi özel din görevlisi olarak atamış. | Open Subtitles | يبدو أن الملكة كاثرين عينت هيو لاتيمر كقسيس خاص لها |
Ayrıca herkesin kendi özel hayatı, kendini ilgilendirir. | Open Subtitles | وايضاً إلى معرفة أن مسائل الناس الشخصية تقبى خاصة بهم |
Linda'nın sıvışarak masanıza gelip kendi özel şovunu sadece 5 dolara yapmasından daha fazla isteyeceği bir şey yok. | Open Subtitles | أن تتسلق طاولتك و.. وتعطيك رقصتك الخاصة مقابل 5 دولارات فقط |
Bir de bu var bunu da kendi özel zevklerim için elimde tutacağım. | Open Subtitles | في العاب الحيوانات الليبي و هذه انا مُغرىّ لإبقائها لمتعتي الخاصة |
Verbum Dei'de her çocuğu kendi özel durumuna göre değerlendiririz. | Open Subtitles | نحن نراعي كل طفل في "فيربيم دي" طبقاً لحالته الخاصة |
Görünüşe göre en iyilerini kendi özel koleksiyonu için saklamış. | Open Subtitles | يبدو أنه أبقى اللقطات الأفضل لمجموعته الخاصة |
Bize kendi özel güvenlikleriymişiz gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعاملوننا كأننا الوحدة التأمينية الخاصة بهم |
"Üyeler kendi özel uçaklarını kullanır... ve iki ayda bir U.F.O'ların araştırılması için gökyüzü devriyesi yaparlar." | Open Subtitles | أعضاء يقودون طائراتهم الخاصة ويقومون بدوريات نصف شهرية في السماء بحثا عن الأجسام الغامضة |
Eğer terapist, kendine aşık olan hastasının durumuyla başa çıkamaz ise, kendi özel hayatında bozulmalar başgösterir. | Open Subtitles | لو كان المعالج لا يستطيع التعامل مع الوضع حينما يغرم فيه المريض بأن ذلك يشير إلى أن حياته الخاصة تتداعى |
Galiba biri kendi özel sihirli bahçesiyle uğraşıyormuş. | Open Subtitles | يبدو كمن كان ينمو حديقة السحرية الخاصة بها. |
Kadimlerin kendi özel sürücüleri vardı ve Wraith'lerin de yine kendi ayrı hipersürücü teknolojileri var. - Tamam. | Open Subtitles | و كان الإنشنتس لهم أنظمتهم الخاصة بهم والريث ، كذلك ، لديهم تكنولوجيا محركاتهم الفائقة الخاصةبهم |
İstediğin gibi, kendi özel dedektiflik büronu açtığın zaman... | Open Subtitles | لكن يمكنك انشاء , وكالة المحققين الخاصة بك كما كنت تريد |
kendi özel jeti, Tandoor 2 ile bizi Atlanta'ya götürecekti. | Open Subtitles | كان سيطير بنا إلى أطلنطا على متن تندور 2 طائرته الخاصة |
Paramı ve pasaportumu aldı, ...ve beni yanında sürükledi beni kendi özel emlakçısı diğer şeyler için kullandı. | Open Subtitles | و أخذ أموالي و جواز سفري و ثم جعلني أقله في الأنحاء و استخدمني على أني وكيلة العقارات الخاصة به |
Kraliçe Catherine, Hugh Latimer'ı, kendi özel din görevlisi olarak atamış. | Open Subtitles | الملكة كاثرين قامت بتعيين هيو لاتيمر كقسيس خاص لها - ..لقد اعتقدت أن أحدهم - |
-Bazen satıcılar kendi özel karışımlarını yapmak için kokainle başka uyuşturucuları karıştırır. | Open Subtitles | أحياناً يمزج المروجون الكوكايين بمخدرات أخرى لخلق توليفة خاصة بهم. |
Onlar, kendi özel şekilde, bizi uyarmak için geliyordu düşündük Triad ölü olarak adlandırılan bu grup hakkında, ama görünüşe göre, bizi korkutuyor değildir. | Open Subtitles | كانوا, في طريقة خاصة بهم قادمون لتحذيرنا حول مجموعة تسمى الثالوث كنا نظن أنهم قد لقوا حتفهم، ولكن على ما يبدو لم يكن كذلك، وهذا ما أفزعنا |