Kendi iyiliğin için. Bahse girdik demektir o zaman, bayım. | Open Subtitles | ـ إنه لمصلحتك ـ اجل سيدي ، لقد تم الإتفاق |
- Krupiyeyi dinlemeliydin. - Kendi iyiliğin için biraz aşırıya kaçıyor gibiydin. | Open Subtitles | كان ينبغي عليك أن تستمع للتاجر يبدو أن الانتباه ينجذب إليك لمصلحتك |
Kendi iyiliğin için o adamı gördüğünü unut. | Open Subtitles | لمصلحتك , الافضل لك ان تنسى انك رايت هذا الرجل |
Kendi iyiliğin için sana yalvarıyorum bunun bir parçası olma en azından daha fazlasını öğrenene kadar. | Open Subtitles | من أجل مصلحتك الخاصة،أتوسل اليك لا تتدخلي أكثر في هذا. على الأقل حتى نعرف أكثر. |
Vallahi, Kendi iyiliğin için, umarım bu olay uzun sürerse neler yapacağımı göz önünde tutarsın. | Open Subtitles | حسنٌ , لمصلحتكِ الشخصيّة، يُفضل أن تتذكري بما سأفعله لو أخذ ذلك وقتًا أطول من اللازم. |
Kendi iyiliğin için. Sadece seni düşünüyorum. | Open Subtitles | كل ما أفعله هو لمصلحتك اٍننى دائما ما أفكر فيك |
Sana Kendi iyiliğin için birşey söyleyeyim Julius. | Open Subtitles | اسمح لي أن أقول لك شيئا لمصلحتك ، جوليوس |
Kendi iyiliğin için, sana burada neler olduğunu söyleyemem. | Open Subtitles | لمصلحتك لا أستطيع ان اقول لك ما يحدث هنا |
Buraya geldiğin için seni takdir ediyorum, Dean Kendi iyiliğin için bunun dışında kal... | Open Subtitles | أنني أقدر لك قدومك إلى هنا دين. ولكن أبقى خارج الموضوع. لمصلحتك أنت. |
Kendi iyiliğin için, dua et de hiç öğrenmesin. | Open Subtitles | لمصلحتك يجب أن تأمل أن يستمر الأمر بهذه الطريقة |
Ama Kendi iyiliğin için bir kez olsun oku. | Open Subtitles | ولكن لمصلحتك ، اقرأ هذا الكتاب مرة واحدة |
- Bay Belhatchett... - Kendi iyiliğin için sorumlu davranamıyorsan bunu kızın için yap. | Open Subtitles | إن لم تستقم لمصلحتك الشخصية، فاستقم من أجل ابنتكَ. |
O kadar vaktimiz yok. Kendi iyiliğin için elini çabuk tut. | Open Subtitles | إنّه وقت لا نملكه، إجعله عاجلا وليس آجلا لمصلحتك. |
Kendi iyiliğin için, kendi şüphelerin için Kiminle evli olduğunu öğren. | Open Subtitles | لمصلحتك ، ولاجل نفسك الشكاكة أكتشفى بمن تزوجتى. |
O yüzden Kendi iyiliğin için yüzüne gözüne bulaştırma. | Open Subtitles | لذلك لا تقم بإفشالها من أجل مصلحتك حسناً؟ |
Dinle, Kendi iyiliğin için, seni geri getiremeyeceğim kadar uzağa gitme. | Open Subtitles | استمع ، من أجل مصلحتك لا تورط نفسك في أمور لا أستطيع إخراجك منها |
Kendi iyiliğin için kendi kendine iyileşmeyi öğrenmelisin. | Open Subtitles | من أجل مصلحتك يجب أن تقومى بشفاء نفسك بمفردك |
Vallahi, Kendi iyiliğin için, umarım bu olay uzun sürerse neler yapacağımı göz önünde tutarsın. | Open Subtitles | حسنٌ , لمصلحتكِ الشخصيّة، يُفضل أن تتذكري بما سأفعله لو أخذ ذلك وقتًا أطول من اللازم. |
Kendi iyiliğin için simya kullanmak pek etkileyici değil. | Open Subtitles | إستخدامك للكيمياء لأجل مصلحتك ليس شيئا جيدا |
Ama benim için satın almanı istemiyorum. Bu senin Kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | لكن لا أريدك أن تشتريني لأجلي أنا، بل إنّه لصالحك. |
Peki hiç, tişörtünü çıkartmaya seni zorlamamın, sırf senin Kendi iyiliğin için olduğu aklına geldi mi? | Open Subtitles | هل فكرت من قبل انه من الممكن ان يكون فعلي بجعلك تنزع قميصك .. من اجل مصلحتك |
Kendi iyiliğin için odana kapan. | Open Subtitles | من أجل مصلحتكِ الخاصة، إذهبي الى الدور الأرضي |
Leslie, bizim gerçekleri bilmemiz, senin Kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | ليزلى, انه من صالحك ان نعرف الحقائق كلها |
Freddie Kendi iyiliğin için olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يَقُولُ فريدي هذا من أجل فائدتكَ الخاصة. |