"kendi rızasıyla" - Translation from Turkish to Arabic

    • طواعية
        
    • بمحض إرادته
        
    • بمحض إرادتها
        
    • بإرادتها
        
    • طواعيةً
        
    • طوعا
        
    • بكامل قواه
        
    Buraya gelmemin sebebi Raymond'dan kendi rızasıyla teslim olmasını istemekti. Open Subtitles ما جعلنى أجىء اليوم هو أن أطلب من ريموند أن يضع نفسه طواعية قيد الأعتقال
    Ama Onu gemiye almadan önce, bunu kendi rızasıyla yaptığından emin olmalıyım Open Subtitles لكن قبل أن أسمح لأي أحد أن يصعد على متن السفينة يجب أن أتأكد . لو أن هذا بمحض إرادته أم لا
    Böyle bir şeyi kendi rızasıyla yapmış olamaz. Open Subtitles أعلم أنها لن تفعل شيئاً كهذا بمحض إرادتها.
    kendi rızasıyla kaçtı. Aynı şekilde geri dönecek. Open Subtitles لقد هربت بإرادتها، وستعود بإرادتها كذلك.
    İnsanlık özgürlüğünü kendi rızasıyla teslim etmeliydi. Open Subtitles كان على البشرية أن تسلم حريتها طواعيةً
    İtirafını kendi rızasıyla imzaladığını bilmem lazım. Open Subtitles أحتاج لمعرفة بأنّه وقّع ذلك الإعتراف طوعا.
    Aklı başında hangi insan ölüme kendi rızasıyla gider ki? Open Subtitles من الذي بكامل قواه العقلية سوف يسير إلى موته؟
    - Zorla alıp götürmediler onu. Kimse zorlamadı, kendi rızasıyla gitti. Open Subtitles لم يأخذوها، لم يجبرها أحد، إنما ذهبت طواعية
    Daria, Joe'nun arabasına kendi rızasıyla bindiğini söyledi. Open Subtitles داريا " اخبرتنى لتوها " انها دخلت سيارة " جو " طواعية
    "kendi rızasıyla gelmezse, zorla getirilecektir." Open Subtitles "وإذا لم يقم ... "بالحضور طواعية ... " سيتمّ أخذه بالقوّة "
    Hele özel hizmetkarımı kendi rızasıyla bana katılacak kadar... aklı olan tek Amerikalıyı. Open Subtitles خصوصاً خادمي الخاصّ... فقط الأمريكي مَع العبقري يكفي. التحق بي بمحض إرادته الحرّة
    - kendi rızasıyla teslim oluyor. - Çekil yolumdan! Open Subtitles ـ لقد قام بتسليم نفسه بمحض إرادته ـ ابتعد عن طريقي
    "Bay Alfred Kralik'in kendi rızasıyla işyerinden ayrıldığını belirtmek isterim. Open Subtitles إننى أود أن أقر أن السيد " ألفريد كراليك" قد ترك العمل لدى بمحض إرادته
    Atom altı bağlar birbirine denktir. Bu bağı onun kendi rızasıyla bozması gerekir. Open Subtitles يجب أن تكسر هي تلك العلاقة، أن تنسى بمحض إرادتها
    kendi rızasıyla verdiği itirafnamesini şimdi benim zorla aldığımı söylemesi! Open Subtitles أنا أهتم بالأعتراف الذي قدمته بإرادتها والآن هي تقول أنني أكرهتها - إذا كات الأدلة جيدة -
    Tartıştıktan sonra kendi rızasıyla gittiğini ve bir şey yapmadan önce, birkaç gün bekleyeceklerini söylediler. Open Subtitles بما أنكم تشاجرتم ، هي رحلت بإرادتها سينتظرون بضعة أيام قبل أن يفعلوا أي شيء .
    Xena, asla kendi rızasıyla cehenneme inmeyecektir. Open Subtitles (زينا) لن تنزل أبدًا إلى (جهنم) بإرادتها
    Markov kendi rızasıyla teslim olmaz. Open Subtitles ماركوف) لن يستسلم طواعيةً)
    Hiçbir kadın kendi rızasıyla bedenini satmayı seçmez. Open Subtitles لاتوجد امرأة ترضى ان تبيع جسدها طوعا
    Aklı başında hangi insan ölüme kendi rızasıyla gider ki? Open Subtitles من الذي بكامل قواه العقلية سوف يسير إلى موته؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more