Hatta ikizler bile, ki onlar kendilerinden başka kimseyi umursamazlar. | Open Subtitles | حتى التوأم، وهما في العادة لا يكترثون بأحد سوى أنفسهم |
Daha bu özelliğimi bilmiyorsun, fakat ben insan sarrafıyım insanları kendilerinden iyi tanırım. | Open Subtitles | أنت لم تعرفني جيداً بعد، ولكنّني أعرف النّاس عادةً أكثر من أنفسهم .. |
Yoksa, kendilerinden vazgeçip bir bütünün parçası olmalarını sağlayan bir toplumsal çıkar için mi oradalar? | TED | أم أنهم يسعون وراء أهداف مشتركة ، والتي تتطلب منهم أن ينسوا أنفسهم ويكونون جزءاً من المجموعة ؟ |
Bu konuşmalarımın her birinde onlardan kendilerinden bahsetmelerini istiyorum. | TED | الآن، في كل مكالمة أتلقاها، دائما ما أطلب من المتصلين أن يحدثوني عن أنفسهم |
Öyle sanıyorum ki gördüklerinden ziyade kendilerinden hoşnutlar. | Open Subtitles | من الأفضل أن يعجبوا بأنفسهم بدلا مما يرونه على ما أعتقد |
O gece ve diğer bir sürü gece, sadece birbirleri için değil, kendilerinden sonra gelecekler için kendilerini kanıtlamaya çıktılar. | TED | خلال تلك الليلة والليالي السابقة، هرع الكثير منهم لإثبات أنفسهم ليس بينهم فقط ، بل لكل الآتين بعدهم. |
Neredeyse her seçmen zorluk çekmenin ne demek olduğunu ya kendilerinden, ya ailelerinden ya da komşularından dolayı çok iyi biliyordu. | TED | تقريباً كل الناخبين يعرفون معنى الصراع، إما في أنفسهم أو عائلاتهم أو حتى جيرانهم. |
Klavyelerini kırıyorlar ve gerçekten kendilerinden nefret ediyorlardı. Aileleri bir şey yapamıyordu. | TED | ويقومن بكسر لوحات المفاتيح الخاصة بهم، ويكرهون أنفسهم حرفيًا، ويشعر آباؤهم بالعجز عن فعل أي شيء. |
- Bilmiyorum Eğer öyleyse kendilerinden utanmaları lazım. | Open Subtitles | لا أعرف لأنه لو كان كذلك , فعليهم أن يخجلوا من أنفسهم |
Öyle oldukları için kendilerinden ve hiddetleri hoş kızları cezbeden dışa dönüklerden nefret ederler. | Open Subtitles | إنهم يكرهون أنفسهم لكونهم معتدلين و يكرهون المتفتحين الذى يعتبر عنفهم بمثابة عامل جذب للفتيات اللطيفات |
bu çocukların aileleri.... ....kendilerinden utanmalılar. | Open Subtitles | آباء أولئك الأطفال، يجب أن يخجلوا من أنفسهم |
ve ya o insanlar kendilerinden eminlerse ve bunun için kamuoyu yoklamalarına gerek yok. | Open Subtitles | و هم واثقون فى أنفسهم و لا يحتاجون لأخذ الأراء |
İnsanları kendilerinden kurtaramayız, Çaylak. | Open Subtitles | إتضح أننا لا نستطيع إنقاذ الناس من أنفسهم |
Herkesi, kendilerinden daha iyi tanır. | Open Subtitles | يعرف عن الجميع أكثر مما يعرفون عن أنفسهم |
Anlaşılan, kadınlar kendilerinden bahsetmekten çok daha fazla hoşlanıyor. | Open Subtitles | النِساء يَحْببنَ الكَلام حول أنفسهم أكثرِ. |
Kendilerini senin kadar yukarıda görenler kendilerinden bahsetmeye bayılırlar. | Open Subtitles | معظم الناس الذين يمجدون أنفسهم مثلك يحبون التحدث عن أنفسهم |
Onlar kucaklaştılar, bağrıştılar, davullar çaldılar, kendilerinden geçerek dans etmeye devam ettiler. | Open Subtitles | تجمعوا، رفعوا أصواتهم، طبلوا ورقصوا حتى نسوا أنفسهم. |
Bu takımları kendilerinden daha iyi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف هذه الفرق أكثر مما يعرفوا أنفسهم |
İnsanlar hayatlarını kendilerinden daha önemli bir şey için riske atıyorlar. | Open Subtitles | ألم يثيرك هذا؟ بعضهم خاطروا بأنفسهم لأجل شيء أكثر أهمية من حياتهم |
Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir. | TED | أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم. |
İnsanlar bunu bir terörist eylem olarak görüp bir terörist arayacaklar bir vatansever değil, kendilerinden birini değil. | Open Subtitles | سيرى الناس بأنّه كان عملاً من أعمال الإرهاب، لذا سوف يبحثون عن إرهابي، -وليس وطنيّ، ليس واحداً من قومهم |
Al sana kraliyet ailesi işte. kendilerinden başka kimseyi düşünmezler. | Open Subtitles | أولئك هم الملوك بالنسبة لك لا يهمهم احدٌ سوى انفسهم |
- kendilerinden olana sadıklar. | Open Subtitles | لديهم الوفاء لقومهم |
Noona: Erkeklerin kendilerinden büyük kadınlar için kullandığı hitap şekli. Unni: | Open Subtitles | تم ترجمتها من قبل فريق مملكة شماليل هذه الدراما مجانية يمكنك الحصول عليها على موقع شماليل.. |