kendimi kötü hissettim, çünkü Earl'ün listesindeki o maddeye ne yapacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالسوء لأنني لا أعلم ماذا سيفعل إيرل بخصوص لا ئحته |
Öğlen olanlar için kendimi kötü hissettim, sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | شعرت بالسوء حيال هذا المساء لذا فقد إشتريت لك شيئاً |
Ethan seçilemedi diye kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت بالسوء بأنّ إيثان لم يتم إختياره |
kendimi kötü hissettim çünkü şu muhteşem adam hakkında düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أشعر بالسوء من نفسي ، لأني أفكر في هذا الرجلِ المثالي |
Uçaktayken kendimi kötü hissettim çünkü yakında gideceksin ve seni özleyeceğim. | Open Subtitles | ثم صعدنا تلك الطائرة، وبدأت أشعر بالسوء لأنك سترحل قريبًا وسأفقتدك. |
Çantanla dalga geçtiğim için kendimi kötü hissettim o yüzden özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أنصت, شعرت بسوء لأننا ضحكنا على حقيبتك لذا أتيت لأعتذر |
Hem dün gece konusunda kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | إضافة إلى ذالك ، شعرتُ بالسوء عما حدث لليلة أمس |
Bir değeri var mı bilmiyorum ama yalan söylediğim için kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | كل الحق، على ما هو عليه قيمتها، شعرت سيئة يكذب عليك. أعتقد أن تستمتع بها. |
Demek istediğim, sanırım eğlendim ama kendimi kötü hissettim, sanırım. | Open Subtitles | أقصد,أعتقد أنى حظيت بالمرح, لكنى شعرت بالأسف على ما أظن |
Evet ve bu konuda kendimi kötü hissettim. Çok fazlaydı. | Open Subtitles | أجل، وقد شعرت بالسوء تجاه ذلك، في الواقع فهذا يفوق الأمر |
Cenazede yok denecek kadar az kişi varmış. kendimi kötü hissettim. Gitmem gerekirdi. | Open Subtitles | لا أحد ذهب للجنازة شعرت بالسوء كان يجب أن أذهب |
Biliyorsun ki, seni yetiştirme şeklimiz yüzünden hep kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | .. أتعلم، لطالما شعرت بالسوء حيال الطريقة التي ربّيناك بها |
kendimi kötü hissettim, çünkü ona yardım edemedim. | Open Subtitles | شعرت بالسوء لأني لم اكن استطيع فعل شئ لمساعدته |
Biliyorsun geçen gece mutfakta kemiklerine zıplayacaktım, ama torununu almak için orada olduğumdan kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | تعلمي بأني كنت سأضاجعك في المطبخ الليلة الماضية ولكني شعرت بالسوء لأنّي كنت هناك لأخذ حفيدتك للخارج |
Ama kendimi kötü hissettim. O zavallı, üzgün insanlar... | Open Subtitles | ولكننى أشعر بالسوء أعنى هذه الناس الحزينة المسكينة |
kendimi kötü hissettim ama bu onun iyiliği için. | Open Subtitles | أشعر بالسوء تجاه هذا ، ولكن كان ذلك لمصلحتها |
Çocukları düşünmediğim için kendimi kötü hissettim şimdi. | Open Subtitles | الآن أنا أشعر بالسوء أنني لم أدرك أنه كان لأجل الصغار |
Web sitesi için banyoda yaptığımız çekimlere bakarken kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | كنت أتطلع إلى تسجيل الكاميرا في الحمام الذي صورناه لأجل الموقع وبدأت أشعر بالسوء حقاً |
Çocuk için kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | شعرت بسوء من اجل الصبي. |
- kendimi kötü hissettim. - Fark ettim. Koşarak kaçman da en etkileyici kısmıydı. | Open Subtitles | شعرتُ بالسوء - يمكنني أن أخبر - لقد أرتعبتُ,حسنآ؟ |