Sonra da bana çalıştığı yerde iş görüşmesi ayarlamak için Kendini suçlu hissettirdi. | Open Subtitles | ثم جعلته يشعر بالذنب كي يرتب لي مقابلة عمل بالمكان الذي يعمل به |
Geçen sefer babanın yüzüne telefonu kapattığın için Kendini suçlu hissettiğini söyledin. | Open Subtitles | في آخر مرّة قلتِ أنّكِ شعرتِ بالذنب لقطع المكالمة في وجه أبيك |
Şimdi bir dahaki sefere beni bir partiye çağırmadığında Kendini suçlu hissetmezsin. | Open Subtitles | الآن لن تشعري بالذنب في المرة القادمة التي تستبعديني فيها من حفلة |
O parayı bana sadece Kendini suçlu hissetmemek için veriyor. | Open Subtitles | هي تعطيني هذا المال فقط لأنها لاتريد أن تشعر بالذنب |
Rich’in Kendini suçlu hissettiği belliydi çünkü fabrika onun zamanında kapanıyordu. | TED | بإمكانك معرفة أن ريتش كان يشعر بالذنب وأن هذا المصنع سيُغلق وهو في عهدته. |
Yaralandığım için Kendini suçlu hissedip kaçmanı anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنكِ هربتي بسبب إحساسكِ بالذنب لأنني تأذيت بسببكِ |
Kaçınılmaz olan bir şey için Kendini suçlu hissetme. | Open Subtitles | عزيزتي، لا تشعري بالذنب من أجل أمرٍ لا يمكن تفاديه. |