Dük, o korkunç posayı kendisiyle birlikte mozolesine götüreceğini söylüyordu. | Open Subtitles | الدوق قال بأنه سيحمل ذلك الصوت المريع معه إلى الضريح |
Diğer adamlar döndüğünde, dinlenmek için silahlarını dışarıya bıraktılar, fakat o lenslerini ve kamerasını kendisiyle birlikte evine getirdi. | TED | عندما عاد الآخرون نحّوا أسلحتهم جانبًا بينما جلب هو العدسات والكاميرات معه إلى المنزل. |
Ve gelenek gereği, babasının ölümünden sonra tahta oturan Süleyman, dostu İbrahim'i de kendisiyle birlikte İstanbul'a getirmişti. | Open Subtitles | وكما جرت العادة وعندما وصل سليمان للحكم بعد موت أبيه أخذ أبراهيم المأتمن معه إلى إستانبول |
Bu Manuru. Babası öldüğünde, amcası kendisiyle birlikte çalışmak üzere onu sattı. | TED | هذا مانورو. عندما توفي والده، تاجر به عمه ليعمل معه في المناجم. |
Ya da cemiyetimizde elektriklerin sekiz saat boyunca kesildiği, ve babamın oturup hepimizi etrafına topladığı, çiftçi babası kendisiyle birlikte tarlaya gitmesini isterken okula gitmek için mücadele eden küçük bir çocuk olduğu günlerin hikayelerini anlattığı akşamın. | TED | أو إحدى الليالي حينما انقطع التيار الكهربائي لثمان ساعات في مجتمعنا وجلس والدي، محاطًا بكلٍ منا، يخبرنا بقصص حول طفولته ومعاناته في الذهاب إلى المدرسة بينما أراده والده، الذي كان مزارعًا أن يعمل معه في الحقول، |
Helmut kendisiyle birlikte kıyıdaki hastaneye gitmem için ısrar etti. | Open Subtitles | أصر هيلموت ذهبت معه إلى الشاطئ من قبل المستشفى على ليدو |
Şu anda görünen o ki, McKenna sırrını kendisiyle birlikte mezara götürecek. | Open Subtitles | الآن يبدوا أن ميكينا سوف يأخذ سره معه إلى قبره |
Hal böyleyken, bu korkunç kader her iki haftada bir dünyanın herhangi bir yerinden bir kişinin ümitsizliği, çünkü her iki haftada bir, bir ihtiyar ölüyor ve eski bir dilin son hecelerini kendisiyle birlikte mezara götürüyor. | TED | إلا أن هذا القدر المرعب هو حتماً مأزق شخص ما في مكان ما في الأرض كل أسبوعين تقريباً لأن كل أسبوعين، يموت أحد المسنين ويأخذ معه إلى القبر أخر مقطع لفظي من أحد اللغات القديمة. |
Araştırmayı da, kendisiyle birlikte mezara götürecek. | Open Subtitles | الوغد سيأخذ هذا البحث معه إلى القبر |
Araştırmayı da, kendisiyle birlikte mezara götürecek. | Open Subtitles | الوغد سيأخذ هذا البحث معه إلى القبر |
Hangi çocukların kendisiyle birlikte Helyum'a gideceğini bilmesi için geminin kaptanı için gizli bir şifre bu. | Open Subtitles | هذا هو الرمز السّري الخاص بقبطان المنطاد. حتى يستطيع أن يعرف، الأطفال التي ستسير معه إلى "هيليوم". |