Düşünün, Kenya'nın ortasında cep telefonlu bir Masai savaşçısının, 25 yıl önce Başkan Reagan'dan daha iyi mobil iletişimi var. | TED | فكروا فيها، أن هاتف نقال محارب الماساي في وسط كينيا لديه ارسال جوال أفضل من الرئيس ريجان قبل 25 سنة. |
Ama bu esaslı güç, Kenya'nın ruhuna yardım etme becerisinin altında yatıyor böylece biz nihayet gerçek bir ulus kurabiliriz. | TED | لكن القوة الحقيقية تكمن في القدرة على مساعدة كينيا في التعافي النفسي، حتى نتمكن في النهاية من بناء أمة حقيقية. |
Kenya'nın başkenti Nairobi'nin varoşlarında. | TED | إنها توجد على ضواحي نيروبي، عاصمة كينيا. |
Ve birden, ulusual sınavı geçtim. ve kendimi Kenya'nın çok güzel bir lisesinde buldum. | TED | وفجأة، نجحت في الإمتحان القومي وجدت نفسي في مدرسة ثانوية غاية في الجمال في كينيا |
Ve sadece bu ürünlerin satışı -- bu kar amacı gütmüyor -- bu satışlar Kenya'nın GSYIH'nın %6'sı. | TED | ومبيعات هذه المنتجات فقط- هذا غير ربحي- مبيعات هذه المنتجات تمثل الآن 0.6% من الناتج المحلي الإجمالي لكينيا. |
Ülkemiz Kenya'nın tam Kuzeyindeki... ...bu tür bir göl olan Turkana gölüne gidelim. | TED | لذا دعونا نذهب إلى بحيرة توركانا، التي تُعد واحدة مجرد حوض البحيرة في أقصى شمال بلادنا، كينيا. |
Kenyalılara, Kenya'nın çeşitliliğini duyurmak için radyoyu kullanabiliriz. | TED | نستطيع استخدام الراديو لمساعدة الكينيين للاستماع للتنوع في كينيا. |
Böylece bundan böyle lanet Kenya'nın, lanet Lord Curtiss'i olarak bilineceksin. | Open Subtitles | منذ الآن أنت سَتَكُونُ المعروف ب اللّورد الذي يُمارسُ الجنس مع كيرتس مُمَارَسَة الجنس مع كينيا. |
Bu küçük yaştaki yetimler... ... Kenya'nın tüm bölgelerinden kurtarılmış durumdalar. | Open Subtitles | هؤلاء الأيتام الصغار جائوا من مناطق عديدة في كينيا |
Kenya'nın kurak düzlüklerinin dışında Katago Bulut Ormanı yükseliyor. | Open Subtitles | ترتفع سحب غابة الكاتاغو من السهول الجافة في كينيا. |
Ya Kenya'nın ölümü için intikam almaya odaklanırım ya da her şeyi unuturuz. | Open Subtitles | وانا استطيع التركيز على جعلك تدفع ل كينيا او يمكننا المضي قُدماً |
Ve benim fikrim şimdi sırtlan, leopar gibi diğer avcıları da korkutmak için Kenya'nın her yerinde kullanılıyor ayrıca filleri de insanların çiftliklerinden uzak tutmak için kullanılıyor. | TED | وفكرتي أصبحت مستخدمة في كل أنحاء كينيا من أجل إخافة بقية الحيوانات المفترسة كالضباع والفهود، وهي كذلك إستخدمت من أجل إخافة الفيلة لإبعادهم عن مزارع الناس. |
Ve gerçekten, listenin altlarına doğru bakarsanız -o slayt şu an ekranda değil- beni çok mutlu eden bir şey göreceksiniz, o da Kenya'nın ilk 30 içinde olması, ve bu çok çok önemli bir şeyi gösteriyor. | TED | وبالنظر إلى أسفل القائمة، لا أملك الشريحة هنا، سترون سترون شيئا ما جعلني سعيدا، أن كينيا موجودة بأعلى 30 دولة، وهذا يمثل شيئا مهمًا جدًا. |
Kenya'nın başkanı bunu biliyor, çünkü 2014 yılında laboratuvarımıza geldi ve onunla işbirliği yapmamızı istedi Kenya'ya yardım edebilmek ve iş dünyasının kalkınması için. | TED | عرف رئيس كينيا ذلك، ولهذا السبب وفي عام 2014 حضر إلى مختبرنا وطلب منا أن نتعاون معه ليتمكن في مساعدة كينيا في البدء في نمو المشاريع التجارية. |
İddialı bir hedef belirledi: Dünya Bankası sıralamasında Kenya'nın ilk 50'ye girmesini istedi. | TED | وضع هدفًا طموحًا: أراد أن يتم تصنيف "كينيا" في أعلى 50 دولة بالنسبة إلى تصنيف البنك الدولي. |
Sadece iki yılda, Kenya'nın sıralaması 136'dan 92'ye çıktı. | TED | في عامين فقط، إنتقل ترتيب "كينيا" من 136 إلى 92. |
Kenya'nın ilk-- (Alkışlar) Kenya'nın ilk ücretsiz zihinsel sağlık ve epilepsi destek hattına başladığımda beş kişi çalıştırmaya devam ettim. | TED | وتابعت -- (تصفيق) تابعت تعيين خمسة أشخاص، عندما افتتحت ما يعتبر في كينيا أول مستشفى للصحة النفسية المجانية ودعم الصرع. |
Biz yanından geçerken, iki çocuk Kenya’nın bu çöplük dağına tırmanıyordu. | TED | عند مرورنا كان هناك صبيان يتسلقان "جبل كينيا" للقمامة. |
Orada, Kenya'nın ilk tamamı kadınlardan oluşan topluluk korucu gruplarından olan Team Lioness adlı bir grup genç kadınla tanıştım. | TED | هنالك قابلت مجموعة نساء شابات يُطلق على المجموعة "Team Lioness" من بين أول المجموعات النسائية حُراس المجتمع في كينيا |
Dünyanın seçkin Kenyalı koşucuları tarafından temsil edilen ve Kenya'da üretilen ilk koşu ayakkabısının Kenya'nın seçkinliğine bir övgü niteliğinde olarak yerel ve küresel çapta başarılı olması gerek. | TED | يحتاج الحذاء الرياضي الأول الذي صنع في كينيا أن يكون ناجحًا محليًا وعالميًا باعتباره مثالًا للتميز الكيني، يُجسده العداؤون الكينيون، الذين هم حرفيًا من الطراز العالمي. |
Kenya'nın gayri sâfi yurtiçi hasılasının %40'ı bunun gibi telefonlar kullanılarak hareket eder. | TED | مايعادل أربعين بالمائة من الناتج المحلي الإجمالي لكينيا يتم تداولها عن طريق MPesa بـاستخدام هواتف مثل هذه. |