Lindsay Kerry'nin sevimli ve ilginç olduğunu sanıyor ama aslında şeytan. | Open Subtitles | ليندسي تعتقد بأن كيري ظريفة وخفيفة دم و لكنها في الحقيقة شريرة |
Dayanamıyorum. Bridget, Kerry'nin bunu sadece sataşmak için yaptığını düşünüyor. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل هذا , بريدجيت تعتقد بأن كيري تفعل هذا لإغاظتها فحسب |
Kerry'nin amigo olmaya hakkı var. Bridget'ın da bu yüzden üzülmeye. | Open Subtitles | كيري لديها الحق بأن تكون مشجعة و بريدجيت لديها الحق بأن تستاء من الأمر |
Dinle, bence işler daha da ilerlemeden Tara'ya, Kerry'nin benim tipim olmadığını söylemen gerek. | Open Subtitles | ,أنظر, أعتقد أنه قبل أن يتطور الأمر إلى ما هو أبعد عليك أن تخبر تارا أن كيري ليست من نوعي |
O devasa elleriyle Kerry'nin beni rahatlatma çabaları tam tersi etki yaratmıştı. | Open Subtitles | تسعى كيري لأن تطمئنني بيدها الضخمة و فعلت العكس تماما |
Kerry'nin hakkını vereyim, gerçekten harika bir kalkan oluyor. | Open Subtitles | :سأقول هذا عن كيري لقد صنعت درعا بشريا عظيما لصد الفشار |
Will, bunu nasıl yapabilirsin. Hem de Kerry'nin yaşadığı onca şeyden sonra. | Open Subtitles | ,ويل, لا أعرف كيف فعلت ذلك خصوصا بعد كل ماعانته كيري |
O motosikleti ne zaman çalıştırsan "Kendi bencil zevklerimi Kerry'nin mutluluğunun önüne koydum" diye düşüneceksin. | Open Subtitles | هل تدرك بأن كل مرة ستدير فيها الدراجة كل ما ستفكر فيه هو أنا أضع سعادتي الأنانية في مقدمة سعادة كيري ؟ |
Kerry'nin kardeş o zaman bazı adamın penceresinden kırdı duyduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت شقيقة كيري سمعت لك اخترق نافذة بعض الرجل. |
Çünkü, bence zorunlu toplantıya kimin gelip, kimin gelmediği Kerry'nin ilgisini çekecektir. | Open Subtitles | " لأنني اظن ان " كيري ستكون مهتمة ، للغاية بمن حضر و بمن لم يحضر لهذه الجلسة الالزامية |
Belki de Kerry'nin bunu öğrenmesi gerekmiyordur. | Open Subtitles | ربما ليس من الضروري ان تعلم " كيري " .. بخصوص هذا ؟ |
Birisi Kerry'nin durumuna bakabilir mi lütfen? | Open Subtitles | هل لاحد ان يتفقد كيري من اجلي؟ |
Bu yüzden mi, kendini Başkan'ı karalamaya adamış Bill Burkett adına John Kerry'nin seçim kampanyasıyla bizzat temasa geçtin? | Open Subtitles | أو ماهو سبب ترابطك الشخصي (لحملة (جون كيري (نيابة عن (بيل بوركت الرجل الذي كرس نفسه لتشويه سمعة الرئيس؟ |
Orası John Kerry'nin doğduğu şehir. | TED | تلك ولاية جون كيري المركزية. |
Sen, sandviç yapmayı unutan Kerry'nin biberonunu taşıyamayan beceriksiz bir baba olmazdın! | Open Subtitles | أنت ما كانت أبداً والد حقير لا يمكنه تذكر السندويتشات من الذي لا يستطيع (أنيعدزجاجة(كيري.. |
Bu hep Kerry'nin suçu. | Open Subtitles | هذا كله حطأ كيري |
- Dedektif Kerry'nin son mesajıyla gelen anahtar. | Open Subtitles | -المفتاح الذي وُجد مع آخر رسالة، أرسلتها المحققة (كيري). |
- Dedektif Kerry'nin son mesajıyla gelen anahtar. | Open Subtitles | -المفتاح الذي وُجد مع آخر رسالة، أرسلتها المحققة (كيري). |
Bence gayet güzel geçti. Kerry'nin, ondan hoşlandığı belliydi. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك يسير على ما يرام بإمكاني أن أقول لـ(كيري) أن تحبه |
Tanrım, Kerry'nin sesi gibi geldi. | Open Subtitles | يا إلهي, يبدو ذلك كصوت كيري |