"kervan" - Translation from Turkish to Arabic

    • القافلة
        
    • القوافل
        
    • قافلة
        
    • ♪ وليس
        
    • مقفر
        
    • رينالد
        
    kervan burada, bu küçük Abwa vahasında duraklamış, Hz. Amine gücünü geri toparlasın diye Hz. Open Subtitles توقفت القافلة هنا في واحة ابوا الصغيرة لترك محمد وأمه
    Muhammed bu dinlenme yerinde tek başına kalmış, annesinin vefatını seyretmiş ve ancak bir sonraki kervan bu köklü yolculuğa başladığında tekrar topluma entegre olmuştur. Open Subtitles يشاهد أمه تموت وهو وحيدا حتى تأتى القافلة التاليه وبهذه الرحلة المنتظره
    Şehre giren her kervan dikkatle incelenmeli. Open Subtitles كل القوافل التي تدخل المدينة يجب أن تراقب
    Ayrıca Musa ya da başka bir erkeğin önünde kervan malı gibi teşhir olamayacağım. Open Subtitles و لن أذهب لأعرض نفسى مثل سلع القوافل أمام موسى أو أى رجل آخر
    Az parayla seyahat etmeyen biri olarak, görebileceğimiz en uzak noktaya uzanan bir kervan götürdü. TED ولأنه ليس ممن يسافر بميزانية محدودة، أحضر قافلة تمتد على مد البصر.
    Bir kervan görüyorum çölde ilerliyor kumların üstünde. Open Subtitles أنا أرى قافلة تجارية كبيرة... قادمة عبر الصحراء... بين الرمال
    Gerçekten de kervan yürüyor. TED وبالطبع، تلك القافلة مواصلة في المسير.
    Ve kervan duruyor çünkü kaybolduklarını düşünmeye başlıyorlar ve çünkü önlerinde dağların yükseldiğini görüyorlar. Open Subtitles والآن تتوقف القافلة... لأن البعض منهم يعتقدون أنهم ضاعوا... ولأنهم يرون الجبال تتراءى أمامهم
    Kuyulardan uzağa. Demek kervan güvende. Open Subtitles القافلة بأمان لذلك لا حاجه للقتال
    kervan bir saat içinde kalkacak. Open Subtitles القافلة ستغادر بعد أقل من ساعة
    Uzakta, ovaya doğru giden bir tren gördüm Marco Polo'nun Serüvenleri'ndeki kervan gibi. Open Subtitles "في البعيد, رأيت قطاراً يعبر السهول" "مثل القافلة في مغامرات (ماركو بولو)"
    - Bu kervan silahlı, Reynald. - İyi! Open Subtitles هذه القافلة مسلحة يا رينالد
    Ayrıca Musa ya da başka bir erkeğin önünde kervan malı gibi teşhir olamayacağım. Open Subtitles و لن أذهب لأعرض نفسى مثل سلع القوافل أمام موسى أو أى رجل آخر
    Bu bela İran'dan çıkıp büyük kervan yolunu takip ederek... Open Subtitles من فارس انتقل الوباء عن طريق مسار القوافل
    Ebu Talip bir tüccardı, antik zamanlardan kalan bir iş olan, Arabistan'ı Orta Doğu ve ötesinin medeniyetleri ve kalabalık merkezleriyle birbirine bağlayan kervan ticaretiyle uğraşmakta, Suriye'ye mal taşımaktaydı. Open Subtitles أبو طالب كان تاجر يأَخذ القوافل إلى سوريا جزء من الاعمال التي ربطت ومنذ القدم بلاد العرب إلى المراكز السكانيه وحضارات الشرق الأوسط وما بعده
    Muhammed'in kervan ticaretine katılışı olağanüstü bir fırsattı. Open Subtitles في تجارة القوافل كان فرصة إستثنائية
    Bir kervan var, bu akşam Kudüs'e yola çıkıyor. Open Subtitles وهناك قافلة تتوجه الليلة الى أورشليم
    Bir kervan ve çöl hakkında. Open Subtitles عن قافلة تجارية وصحراء
    O bir kervan değildi. Open Subtitles إنها لم تكن قافلة
    Çünkü burası kuş uçmaz kervan geçmez bir yer ve kimse burada olmak istemez. Open Subtitles لأنه يقع في منتصف مكان مجهول وليس ثمة أحد آخر يرغب بالتواجد هنا
    Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerden eski bir ev kiraladılar. Open Subtitles لقد إستأجروا منزل قديم في مكان مقفر
    O bir kervan değildi. Sevgili İsa'mızın kutsal topraklarını kirletecek silahlı bir birlikti. Open Subtitles رينالد وبمساعدة فرسان المعبد كسروا معاهدة الصلح التى عقدها الملك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more