Eğer bir şeyler döndüğünü söylüyorsan o zaman kesinlikle bir şeyler var. | Open Subtitles | لو كنتَ تقول أنّ هناك شيء مشبوه، فإنّ هناك بالتأكيد شيء مشبوه. |
Söyledikleri her şeyi duymak zor ama o kesinlikle bir kraliçe. | Open Subtitles | إنه من الصعب سماع كل شيء يقولونه ولكن... إنها بالتأكيد ملكة |
Belki değil. Ama bu videoda kesinlikle bir vücudu taşıyor. | Open Subtitles | ربّما أنت مصيب، لكنّه قطعًا ينقل جثمان أحدٍ بذاك المقطع. |
Belki memleketinde hissettiklerini göstermek normal karşılanmıyor ama bu kesinlikle bir hastalık değildir. | Open Subtitles | ربما إظهار مشاعركِ ليس بالأمر العظيم من وضعكِ ولكنّه بالتأكيد ليس بمرض |
kesinlikle bir işaret. | Open Subtitles | إنها قطعاً إشارة |
kesinlikle bir zammı hak etti! Para yağıyor. | Open Subtitles | حسنًا ، إنه بالتأكيد وصل أقصاه نحن نقتله |
kesinlikle bir vücuttaki insan olmaktan çok kavanozdaki bir beyin olmayı isterdi. | Open Subtitles | هو بالتأكيد شخص يفضّل أن يكون دماغ في وعاء على أن يكون شخص في جسد. |
Bu tablodaki pencerede kesinlikle bir ışık vardı. | Open Subtitles | كان هناك بالتأكيد ضوء في النافذة في تلك الرسمة |
Sana katılmıyorum. kesinlikle bir tarla faresi var... | Open Subtitles | حسنا, أنا أختلف معك هناك بالتأكيد عميل مزدوج |
Antlaşmanın yüksek ihtimalle olacağı lafının duyulmasından sonra ticarette kesinlikle bir azalma oldu. | Open Subtitles | على العكس، فى الواقع كان هناك بالتأكيد زيادة طفيفة في التداول منذ أن أعُلن عن خبر ان المعاهدة محتمل ان تتم |
kesinlikle bir uyuşturucu soygunu olduğu açık bunun zaten. | Open Subtitles | إنها بالتأكيد سرقة لها علاقة بالمخدرات |
Hayır, kesinlikle bir başkasıyla konuşuyor. | Open Subtitles | لا إنها بالتأكيد تتكلم مع شخص آخر |
Sizi beklemiyorduk! kesinlikle bir avuç küçük insanla dövüşmem ben. | Open Subtitles | قطعًا لستُ أذعن، إنّما لن أقاتل زُمرة من الأقزام. |
Gizli arkadaşından kesinlikle bir iz yok. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس هناك دليل على وجود صديقها السرّيّ |
kesinlikle bir bıçak vardı. | Open Subtitles | إنها قطعاً سكين |
Bu kesinlikle bir tür akustik dinleme cihazı. | Open Subtitles | إنه بالتأكيد نوع من أجهزة التنصت السمعي. |
Gördüğüm şey kesinlikle bir tuvaletti, ahbap. | Open Subtitles | لقد رأيت ما هو بالتأكيد دورة مياه ياعزيزي |
Emin olduğum... kesinlikle bir Pazartesi günüydü. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنه كان بالتأكيد الاثنين |
Tam olarak göremedim ama kesinlikle bir uzaylıydı. | Open Subtitles | لا يمكنني الجزم، لكنّه بالتأكيد كان مخلوقًا غريبًا. |
"Zengin avcısı" konusunda sana kesinlikle bir özür borcum var. | Open Subtitles | ، حسناً ، إنني بالتأكيد أدين لك بإعتذار . "لمصطلح ، " زوجة المصلحة |
İşte, acımasız yabancı katilin hayatını kurtaracak olan çatlak liderimiz. Senin kesinlikle bir kahveye ihtiyacın var. | Open Subtitles | وقائدنا الذي سينقذ الحياة من القاتل الذي لا يرحم، يحتاج بالتأكيد إلى قهوة |
- Ama biz kesinlikle bir araya gelmeyeceğiz. | Open Subtitles | ولكننا بالتأكيد ليست الحصول على معا مرة أخرى. |
– bunun kesinlikle bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | او مهما كان الذي دفعهم لذلك بالتأكيد يجب ان يكون هنالك سبب |