Kew Gardens, gelip de onların lastik ağacına dalamayacağım konusunda ısrarcıydı. | TED | فقد رفضت حدائق كيو .. ان اخذ قليلاً من شجر المطاط الذي تملكه |
Kaydadeğer bir harita. Burada, Kew'deki Ulusal Arşivler'de saklanıyor. | TED | وهي خريطة استثنائية، محفوظة في المحفوظات الوطنية هنا في كيو. |
Kew Gardens Hills'de yaşıyor ve işimi yürütüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت اعيش فى كيو جاردن هيلز, اعمل فى الملهى الخاص بى |
Kew'deki arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ve her yerdek polen bilimcilere teşekkür ediyorum. | TED | أشكر الزملاء في مخابر " كيو " وشكراً لكل خبراء حبات اللقاح في كل مكان |
O kıyafet olmadan, sen başka bir yeteneksizsin Kew Gardens'ta herşeyi göğüsleri ile elde eden bir diş okulu terkisin! | Open Subtitles | بدون هذا الثوب، أنت فقط آخر لا المواهب، التسرب من المدرسة... من حدائق كيو عن طريق الحصول على على حلمته! |
Şey, gördüğün gibi, ben Kew Gardens'a dönmek üzereydim. | Open Subtitles | حسنا، كما ترى، وأنا في طريقي إلى... حدائق كيو. |
Kew'de yemek yer, Carlton Sarayı'nda dans edersin. | Open Subtitles | فَكِّر فقط العشاء في "كيو"، الرقص في منزل "كارلتون" |
Kew Botanik Bahçelerindeki kapalı sera ve Hampstead Mezarlığındaki eğimli mezar. | Open Subtitles | (وهناك البيت الاخضر في حديقة (كيو (والضريح المائل في مقبرة (هامبستيد |
Evet, tabi ki Kew Gardens'tansın. | Open Subtitles | نعم، أيضا من حدائق كيو. |
Daha sonra Kew Gardens' e gittik, trafik vardı, Babamla buluştum. | Open Subtitles | ثم أنطلق إلى (كيو غاردنز)، المرور شديد الزحام، ألتقي بوالدي. |
Scarsdale'de ama babamın Kew Gardens'da restoranı vardı. | Open Subtitles | في (سكارسديل)، لكن أبي حاز سوق ممتاز في (كيو غاردنز) |
Kew Gardens'taki en büyük Sbarro's tu. | Open Subtitles | كان أكبر مطعم (سبارو) في كلّ أنحاء (كيو غاردنس) |
Kew Bahçeleri'ni sevdin mi? | Open Subtitles | هل تستمتعين بمسكن "حدائق كيو"؟ |
- Ailemin Kew Gardens'ta şarküterisi var. | Open Subtitles | يمتلك والداي متجر حلويات في (كيو غاردنز) |
- Fiona Kew. Fiona Richmond. | Open Subtitles | نعم فيونا كيو" |