Yapman gereken şey aralarına sızmaktı ve iki dakika içerisinde söylediğin kişi olmadığını anladı mı? | Open Subtitles | وظيفتك كانت أن تدخل إلى عالمه وفي خلال دقيقتين إكتشف أنك لست الشخص الذي تدعيه ؟ |
Dinle, şimdi o tuvalete gideceksin ve babana düşündüğü kişi olmadığını göstereceksin. | Open Subtitles | اسمع، عليك التحرك إلى ذلك الحمام وتوضح لأبيك أنك لست الشخص الذي يظنه .. |
Eğer söylediğin kişi olmadığını hissederse... senden kurtulacaktır. | Open Subtitles | ، إذا شعر بأنك لست الشخص الذي تدعيه فسوف يتخلص منك |
Evet, ne yazık ki aradığım kişi olmadığını söyleyen ilk adam sen değilsin. | Open Subtitles | -لسوء حظك أنك لست اول شخص -يقول لي أنه ليس الشخص الذي أبحث عنه |
Taklit ettiğin kişi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ لستِ الشخص الذي تتظاهرين بكونه هو |
Hala dünyaya bu boktan hayatının her gününde olduğun o sefil kişi olmadığını gösterme şansın var. | Open Subtitles | لديك فرصة لتقنع العالم أنك لست نفس الشخص الخاس الذي كنت عليه من حياتك الفاشلة |
Joe ile, Wells'in söylediği kişi olmadığını öğrendik. | Open Subtitles | (أنا و(جو) اكتشفنا أن (ويلز ليس الشخص الذي يدعيه |
Aubrey, annesine babasının sandığı kişi olmadığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرت (أوبري) والدتها بأن والدها ليس الشخص الذي بدا عليه صحيح؟ |
Roman'ın da Emma'yı öldürenle aynı kişi olmadığını biliyorum, | Open Subtitles | كما هو الحال بالنسبة لكِ ، أنتِ لستِ الشخص الذي فعل كل تلك الأشياء في ماضيكِ |
Olman gereken kişi olmadığını anlarlarsa seni öldürürler. | Open Subtitles | انهم يدركون أنك لست نفس الشخص المفترض ان تكونيه سيقتلونك |