Bu koğuşun işbirliği yapmaya istekli kişiler için oldukça rahat olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | سوف تجدين هذا العنبر لطيفاً للذين يريدون التعاون |
Tabii seninle aynı soyadı taşıyan kişiler için de durum kolay değil. | Open Subtitles | بالطبع هذا لم يكن بمناسبة نزهه للذين يشاركونك بنفس إسم العائله |
Düşündüm ki: "Neden bunu yapıyorum, sahte bir gülücük, aptal bir giysi maç kazanmak uğruna her şeyi yapabilecek kişiler için?" | Open Subtitles | فكرت، لماذا أفعل هذا ؟ أزيف ابتسامات وأرتدي زي غبي لأناس يفعلوا أي شيء ليفوزوا بالمباراة ؟ |
Bay Tesla alışılmadık kişiler için alışılmadık makineler yaptı. | Open Subtitles | السيد تيسلا صمم أشياء غريبة لأناس غريبين |
Esasen tasarım, hem biz tasarımcılar hem de birlikte çalıştığımız kişiler için sürekli öğrenme prosesinin dinamiklerinden biri. | TED | في النهاية, التصميم ذاته هو عملية لتعليم مستمر للناس الذين نعمل معهم و لهم و لنا نحن كمصممين. |
Galiba, eğer yöneticiysen sevdiğin kişiler için istediğin zaman indirim yapabildiğin restoran işletmeciliğinden alışkanlığım. | Open Subtitles | أظنّ أنني معتادة على عمل المطعم بحيث لو أنّك المسؤول يسعك الحصول على خصومات من أجل الأشخاص الذين تحبهم |
Böyle bir yeteneğe sahip bir bilim kadını, belli ki yanlış kişiler için çalışması tehlikeli olacaktır. | Open Subtitles | من الواضح، أن عالمة بقدراتها سيكون من الخطر لو عملت لدى الأشخاص الخاطئين، |
Sadece özel kişiler için özel bir sarılma mı? | Open Subtitles | انه عناق خاص فقط للاشخاص المميزين؟ |
Ajanlarımı öldürmek için telle tuzak kuran kişiler için ikinci bir şans yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة ثانية للذين يحاولون تفجير عملائي |
Ajanlarımı öldürmek için telle tuzak kuran kişiler için ikinci bir şans yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة ثانية للذين يحاولون تفجير عملائي |
Özellikle de ailesi ve yakın arkadaşları olan kişiler için. | Open Subtitles | وخاصة للذين لديهم حياة خاصة وعائلة وأصدقاء |
Özellikle de ailesi ve yakın arkadaşları olan kişiler için. | Open Subtitles | وخاصة للذين لديهم حياة خاصة وعائلة وأصدقاء |
Penisiline alerjik olarak tanımlanan kişiler için iyi bir haber; bu ilaç bir gün hayatlarını kurtarabilir, diğerlerinin hayatlarını kurtardığı gibi. | TED | وهذه أخبار عظيمة للذين يظنون أنهم يعانون من حساسية البنسلين؛ لربما ينقذ هذا الدواء حياتهم يومًا ما، كما أنقذ الكثير من الناس. |
Bir casus olarak, sıklıkla, güvenmediğiniz kişiler için sevmediğiniz işler yaparsınız. | Open Subtitles | كجاسوس , غالباً ما تفعل أشياء لا تحبها لأناس لا تثق بهم |
Onlar polisler için çalışıyordu, üst düzeydeki kişiler için. | Open Subtitles | بل كانوا يعملوا لحساب الشرطة لأناس ذو مركز كبير هناك |
Senden önemsiz kişiler için bile bunları hep yapıyor. | Open Subtitles | إنه يفعل أشياء كهذه باستمرار لأناس أقل أهمية. |
Çok ufak bir hata yapan ve hatanın sorumlusu aslında kendisi olmayan, çünkü formu doldurduğu sırada işi başından aşkın olan kişiler için başka bir sıra var mı? | Open Subtitles | هل هناك صفاً مختلف لأناس قد أقترفوا خطئاً صغيراً ولم يكن خطئها لأنها كانت مرتبكة في هذا الوقت؟ |
"Güven farklı kişiler için farklı anlamlar taşıyabilir. | Open Subtitles | الأمن في أشياء مختلفة لأناس مختلفين |
Totem direğinin en altındakiler için değil, ama zincirin her yerindeki kişiler için, cerrahlar dahil bütün bir takım için. | TED | ليس لشعب أدنى على القطب، ولكن للناس الذين كانوا طوال الطريق حول السلسلة، الفريق بأكمله بما في ذلك الجراحين. |
Belki ben hayatımda değer verdiğim kişiler için yapmış olsaydım bu düğünde yalnız olmazdım. | Open Subtitles | ربما لو فعلتُ أمرًا منها للناس الذين أهتمّ بشأنهم فما كنتُ وحيدًا في هذا الزفاف |
Yani, sevdiğin kişiler için her şeyi yaparsın. | Open Subtitles | أعني ، أنت تفعلين أي شيء للناس الذين تحبينهم و |
Bu toplantı hayatını daha iyi hale getiren kişiler için, Frank. | Open Subtitles | هذه الإجتماعات من أجل الأشخاص الذين قاموا بتغيير حياتهم (للأفضل، (فرانك |
Yani oğlumu alan kişiler için mi çalıştığını söylüyorsun? | Open Subtitles | اذاً ، أنت تقول أنك تعمل لدى الأشخاص الذين أخذو أبني. ؟ |
Kusura bakma Kieren. Sadece özel kişiler için. | Open Subtitles | اسفة,كيرين,انه فقط للاشخاص المميزين |