Martin Luther King'le Cengiz Han kadar farklı olan kişilikleri taşıyabiliyor. | Open Subtitles | يمكنه تكوين شخصيات في منتهى الاختلاف كمارتن لوثر كينج وجينكيز خان |
İnsan veya kişi değiller, ama kelimenin tam anlamıyla kişilikleri var. | TED | قد لا تكون أشخاص، لكنها تملك شخصيات بكل ما تحمله الكلمة من معنى. |
Yapay zekâ kişilikleri oluşturmamıza yardım edecek hikâyeler yazıp anlatabilen, | TED | نحتاج ناس بإمكانها سرد وحكي قصص تساعدنا على خلق شخصيات له. |
Ayrıca çocuklar, kıyafetleri denedikleri gibi kişilikleri de dener. | Open Subtitles | بالإضافة إلى محاولة الأطفال على الشخصيات |
Muhtemelen ölmeden hemen önce kişilikleri bölündü. | Open Subtitles | من المحتمل أن الشخصيات تنفصلُ قبل الموت مباشرةً. |
Çoklu kişilikleri ortaya çıkıyor çünkü bir şeyleri kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | شخصياته المتعددة بدأت لأنه يحاول إنقاذ شيء ما |
İyi kişilikleri ve mükemmel görüntüleri olmasa bu pislikleri kim takar ? | Open Subtitles | لو أنهم يمتلكون شخصية جيدة وشكلهم ليس جميلا , عندها من يهتم ؟ |
Açıklık, mesuliyet, ölçme yerine, kişilikleri suçlarsak, verimli olmamaya bir de adaletsizliği ekleriz. | TED | عندما نلوم شخصياتهم فبدلاً من الوضوح والمسؤولية والقياس، نضيف الظلم على انعدام الفعالية |
Yani penguenlerin kişilikleri gerçekten birbirinden farklı aynı bizim köpeklerimiz ve kedilerimiz gibi. | TED | إذن فطيور البطريق لها شخصيات مختلفة تماماً كالكلاب و القطط التي نربيها |
Eğer kişilikleri varsa, onları yiyebileceğime emin değilim. | Open Subtitles | لو لديها شخصيات مستقلة، فلا أعتقد أننا سنأكلها |
Böylece hayatındaki nefret ettiği kişilikleri temsil eden kadınları öldürmeye başladı. | Open Subtitles | لذا بدأ بقتل شخصيات أنثوية تمثل السلطة في حياته |
Evet, adam çok dengesiz kişilikleri idare ediyor. | Open Subtitles | مجموعة كهذه تحتاج لقائد قوي نعم, هذا الرجل مسؤول عن شخصيات غير مستقرة |
Ne düşündüğünüzü anlayabiliyorum ama insanların kişilikleri, sahip oldukları yaşama göre şekillenir. | Open Subtitles | أنظروا، أعلم كيف يبدو هذا، ولكن شخصيات الناس تتكون في المكان الذي يتربون فيه |
Cha Do Hyun'un kişilikleri oldukları için belki doğru yerde olması için onu kontrol ediyorlardır? | Open Subtitles | لانهم شخصيات تشا دو هيون انهم الاشخاص المناسبين للتحكم به |
Ve temelde biz de buyuz. Bizler sadece insanız, ama hepimiz kendimize ait küçük ses renklerine sahibiz: bir bakıma bu olağanüstü kişilikleri, karakterleri ilgi alanlarını ve varlıkları da onlar oluşturur. | TED | وهذا في الأساس ماهيتنا. نحن فقط مجرد بشر، لكن لدينا جميعاً ألوان صوتية خاصتنا، كما كانت، التي تشكل الشخصيات الاستثنائية والشخصيات والإهتمامات والأشياء. |
Çünkü hipnoz çoklu kişiliklerde değişik kişilikleri öne çıkartmakta kullanılıyor diye mi? | Open Subtitles | لأن التنويم المغناطيسي يستعمل في معالجة الهويّات الفصامية... لإستدعاء الشخصيات المختلفة الموجودة لدى المريض؟ |
Kişi öldüğünde, kişilikleri de ölür. | Open Subtitles | الشخصيات تموت عندما يموت المريض |
Bu sözde kişilikleri daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | ولا لمرة رأيت اي واحده من تلك الشخصيات |
İnsanın zihinsel sağlığının bu gizli kişilikleri ifade etmeyi istemesi gereklidir ve bu da herkeste bulunan doğal bir unsurdur. | Open Subtitles | و متعددة الأوجه إنها ضرورية لصحة عقل الإنسان ستكون لديك الرغبة بإظهار الشخصيات المخفية و إنها حقيقة أنه لدى الجميع واحدة على الأقل |
Bir yazarın bakış açısından bakınca Cha Do Hyun seninle şahsen görüşemediği için onun yerine diğer kişilikleri etrafında dolanıyor gibi gelmiyor mu? | Open Subtitles | مما اراه ككاتب بما ان تشا دو هيون لايمكنه مقابلتكِ بشكل مميز الايبدو ان شخصياته تتمركز من حولكِ عوضاً عنه ؟ |
Aynen öyle. Bütün kişilikleri arasında en baskın olanı Lu Kim'di. | Open Subtitles | (لو كيم) كان أقوى شخصياته المتعددة |
İyi kişilikleri olmuşsa ne olmuş ? | Open Subtitles | ماذا لو أنهم يمتلكون شخصية جيدة ؟ |
Yani "Avukatlar doğum kontrol için ne kullanır?" diye sorduğumda ve cevap da "kişilikleri" olduğunda sana atıfta bulunmadığımı bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | لذا ان قلت ما الذي يستخدمه المحامين كوسيلة منع حمل؟ و الجواب هو شخصياتهم اريدك ان تعرف انني لا اشير اليك |