"kişisel bir mesele" - Translation from Turkish to Arabic

    • مسألة شخصية
        
    • شيء شخصي
        
    • أمر شخصي
        
    • إنه مجرد عمل
        
    • إنّه أمر شخصيّ
        
    • أمر شخصى
        
    • شئ شخصي
        
    Yoksulluktan gelen biri olarak, bu benim için kişisel bir mesele. TED وكشخص عانى من الفقر، إنها مسألة شخصية بالنسبة إلي.
    Bir çek yazın, baba. Bu çok önemli, kişisel bir mesele. Open Subtitles فقط أكتب شيك ، أبي إنها مسألة شخصية مهمة جدا
    kişisel bir mesele var da benimle bu küçük bok kafa arasında. Open Subtitles ..إنها نوعا ما مسألة شخصية بيني وبين هذا الحقير
    kişisel bir mesele yüzünden izne çıkmak istiyorum. Open Subtitles ..هناك شيء شخصي عليّ القيام بهِ أنا أريد أجازة
    Üzgünüm, kişisel bir mesele. Open Subtitles شيء شخصي. أنا لن أدخلك في التفاصيل.
    kişisel bir mesele olabilir, Richard Clayvin'e psikiyatrik birimde yaptığı gibi. Open Subtitles ربما هو أمر شخصي كما بتعذيب ريتشارد كلايفين في القسم النفسي
    Fazla uzun sürmez. kişisel bir mesele. Open Subtitles إن هذا لن يأخذ مدة طويلة إنها مسألة شخصية
    Yalnız kişisel bir mesele var. Ne yazık ki hippi dudağını kesmelisin. Open Subtitles هناك مسألة شخصية وحيدة ، للأسف يجب أن تتخلص من ..
    Sayın Başkan, kusura bakmayın ama bu kişisel bir mesele. Open Subtitles سيدي الرئيس، مع فائق احترامي هذه مسألة شخصية أنا لا...
    Onunla, kişisel bir mesele hakkında konuşmalıyım. Open Subtitles شقيقتي أريد التحدث إليها بشأن مسألة شخصية
    Bu kişisel bir mesele değil, Bay Harvey. Open Subtitles هذه ليست مسألة شخصية سيد هارلي.
    Efendim, buraya kişisel bir mesele yüzünden geldim. Open Subtitles سيدي، أتيت هنا لأجل مسألة شخصية
    Bu iş hiçbir şekilde kişisel bir mesele değil. Open Subtitles وهذا ليس شخصياً. لا شيء شخصي في هذا.
    Sadece iş, kişisel bir mesele değil. Open Subtitles كان كله تجارة لا شيء شخصي
    kişisel bir mesele. Bir telefon açmam gerekiyor. Open Subtitles شيء شخصي ويجب أن أجري مكالمة
    Bu senin için kişisel bir mesele, benim için değil. Open Subtitles ،هذا أمر شخصي بالنّسبة لك وهو ليس كذلك بالنسبة لي
    Onunla aramda kişisel bir mesele olduğunu anlamışsındır, sanırım. Open Subtitles لابُد أنك لاحظت وجود أمر شخصي بيني وبينه
    kişisel bir mesele değildi baba. Open Subtitles إنه مجرد عمل يا أبتاه.
    Pratt'in peşine düşmek benim için kişisel bir mesele. - Senin içinse-- Open Subtitles مُلاحقة (برات)، إنّه أمر شخصيّ بالنسبة لي.
    Yapmam gereken bir şey var. kişisel bir mesele. - Peki ya mahkumlar? Open Subtitles هناك شىء يجب أن أفعله أمر شخصى
    Eğer sen, kız ve Cady arasında kişisel bir mesele ise bu... Open Subtitles لو أن هذا شئ شخصي بينك وبين الفتاة وكادي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more