Her seyi yavas yavas yapacagiz ki böylece bizi bunaltmasinlar. | Open Subtitles | تحدثنا عن أشياء جدّية هنا بحيث أنهم ليسوا مسحوقين جدا. |
Ve elektrik prizine bir tane ucuz, kablosuz veri okucu yerleştirdik ki böylece iletişim kurabilsinler. | TED | ووضعنا قارئ بيانات رخيص داخل المستجيب بحيث يستطيعان التواصل. |
İhtiyaçları olan şey ezici üstünlükte su geçirmez bir dava ki böylece herkes suçluyu savunsun. | Open Subtitles | ما يحتاجونه قضية سهلة، مكتملة الأركان بحيث يعترف الكلّ بالتهم. |
Çocuğun birini zorla yanlış ifade vermeye zorladı ki böylece Vales'i tutuklayabilsin. | Open Subtitles | الضغط على فتى للإدلاء بإفادة كاذبة حتى يتمكّن مِن القبض على (فاليز). |
Çocuğun birini zorla yanlış ifade vermeye zorladı... ..ki böylece Vales'i tutuklayabilsin. | Open Subtitles | الضغط على فتى للإدلاء بإفادة كاذبة حتى يتمكّن مِن القبض على (فاليز). -إذن جئت إليّ لإصلاح ذلك؟ |
Bastırıp, beyni öldürebilirsin ki böylece adam sebze gibi yaşar | Open Subtitles | لابد من سحقها , حتى تتمكن من قتل الدماغ سيحاول الحياة عن طريق التنفس بأنفه مثل النبات |
Jüriyi sıkıştırdıklarını keşfetmemi istedi ki böylece hakime davayı hakim hükümlü dava haline getirttirebilecekti. | Open Subtitles | أرادت منا اكتشاف محاولة التلاعب في هيئة المحلفين حتى تتمكن من مناورة القاضي مما يجعل حكم مقاعد البدلاء |
Beni nostaljiye sürükledin ki böylece dostluğumuz hakkında düşüneceğim sana karşı sorumluluk hissederek daha fazla kemoterapi almayı kabul edeceğim! | Open Subtitles | تشعرني بالحنين لذا سأفكر بصداقتنا وأشعر بنوع من الحنين إلى الماضي وأوافق على المزيد من العلاج الكيميائي |
Ve sonra cesedini başka birinin tabutuna koydu ki böylece asla bilginiz olmasın. | Open Subtitles | ومن ثمّ وضع جثّتها في تابوت شخص آخر بحيث لا يمكن ان تعرف أبداً |
Bu kapıyı kapatmalıyız ki, böylece aşağı katın kapsını açtığımızda otoparka doğru suya kapılmayız. | Open Subtitles | يجب أن نقفل هذا الباب. بحيث عندما نفتح الباب في الأسفل لن نغرق موقف السيارات أكثر بالمياه. |
Ve buradan itibaren oyun ilginçleşmeye başlıyor, çünkü burada üzerine düştüğümüz şeylerden biri de oyunculara bir hayli geliştirilebilir aletler vermekti, ki böylece oyuncu çok az çabayla çok havalı bir şey yapabilecekti. | TED | هنا تبدأ الإثارة في اللعبة واحد من الاشياء التي نركز عليها هنا هو أن نعطي اللاعبين أدوات عالية المستوى، بحيث يمكن للاعب بجهد بسيط أن يصنع شيء رائع جداً، جانب الأدوات يحتوي على كثير من الذكاء |
Şeffaflığa ihtiyacımız var ve Amerikalılar olarak devletin bizim adımıza neler yaptığını bilmemiz gerekiyor ki böylece teftişin ve bu bilgilerin kullanımının demokratik olarak hesabı verilmiş olsun. | TED | نحن بحاجة إلى الشفافية وإلى أن نعلم كأمريكيين ما تفعله الحكومة باسمنا بحيث تصبح المراقبة التي تحدث واستخدام المعلومات مسببة ديموقراطيا. |
Böylece sandalyenin onlara olabildiğince en insancıl ve mekanik şekilde yardımcı olması gerektiği yaklaşımını benimsedim ki böylece onunla uğraşmak zorunda kalmayacaklardı. | TED | ولذلك اتبعت منهج ان المقعد يجب ان يقدم لهم اقصى قدر ممكن يخدمهم كبشر وكذالك ميكانيكيا قدر الامكان بحيث لا يتوجب عليهم القلق كثيرا بشأنه |
Afrika'daki en büyük geleneksel yatak tülü üreticisine 350,000 dolar borç yaparak işe başladık, ki böylece teknolojiyi Japonya'dan transfer edebilsinler. ve uzun ömürlü ve beş yıl tülleri yapabilsinler diye. | TED | لقد بدأنا بتوفير قرض بقيمة 350،000 دولار لأكبر مُصنّع ناموسيات تقليدية في أفريقيا بحيث يمكننا يمكنه نقل تكنلوجيا من اليابان وبناء هذه الناموسيات التي تعيش طويلاً لمدة خمس سنوات. |
Onun bu anıtını alıp Ebbets Field'a koyacağız ki böylece Brooklyn'deki Ebbets Field'da herkes onun topu savurduğunu görebilecek. | TED | سوف نأخذ هذا النصب التذكاري الخاص به ونضعه في ملعب "Ebbets Field" بحيث يمكن لأي شخص رؤيته وهو يلوح بالمضرب في "Ebbets Field" ببروكلين. |
Sağlıklı bir bebeğe sahip olmak ki böylece annem bebeği evlat edinebilir | Open Subtitles | أن نحصل على طفلة بصحة جيّدة حتى تتمكن أمي من تبنّيها |
Bizim yaptığımız iş sizi ve ailenizi korumak ki böylece eşiniz bir bomba tarafından uçurulmayacağını düşünerek La Grange'de de yemek yiyebiliyor. | Open Subtitles | : إنَّ ما نفعلهُ هو حمايةُ الناسِ أمثالكـَ وحمايةُ عائلتك, حتى تتمكن ...زوجتكـ اليوم |
Beni nostaljiye sürükledin ki böylece dostluğumuz hakkında düşüneceğim sana karşı sorumluluk hissederek daha fazla kemoterapi almayı kabul edeceğim! | Open Subtitles | تشعرني بالحنين لذا سأفكر بصداقتنا وأشعر بنوع من الحنين إلى الماضي وأوافق على المزيد من العلاج الكيميائي |