"ki bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنه في
        
    • بأن هناك
        
    • أنك
        
    Diyor ki, bir gün savaş bittiğinde dünyamız bir cennet olacakmış. Open Subtitles انها تقول أنه في يوم ما ستنتهي الحرب عالمنا سيصبح كالجنة
    Dua ediyorum ki bir gün tekrar size hizmet edebileyim. Open Subtitles و أصلي,أنه في يوم ما قد أخدمكم مرة ثانية,شكرا لكم
    Şimdi bilmeni istiyorum ki bir zamanlar seninle biraz ot alışverişi yaptığını biliyorum. Open Subtitles وأنت تعلم أنني أعلم، أنه في يومٍ ما.. قد باع لك بعض الحشيش
    Bu demek değil ki bir parçam onu hep sevmeyecek, ve belki de bir gün tekrar birlikte oluruz. Open Subtitles لا يعني بأن هناك جزء مني لن يقوم بهذا ربما سنعثر على الطريق لنعود إلى بعضنا البعض يوماً ما
    Hayır, fakat kesinlikle sinirli ve saldırgandı belli ki bir şeylerin doğru olmadığının farkına varıyor. Open Subtitles لا ولكنها كانت غاضبة وعدائية وقد بدأت تشك بأن هناك شىء غير عادى
    Tanrı'ya yemin ederim ki bir tek sensin. Başkasıyla asla yatmadım. Open Subtitles أقسم بالله أنك الشخص الوحيد أنا لم أنم مع أي شخص
    O kadar yakınız ki bir oyuncuya şişeyle vursan kesin bayılır. Open Subtitles إننا قريبون إلى درجة أنك عندما تُسقط لاعباً بقنينة، يظل ساقطاً.
    Ve biliyordum ki bir gün, toplumuma, bir şey; küçük bir şey katacaktım. TED وعلمت أنه في يوم ما وأود أن أساهم في شيء، ولو كان أمرا بسيطا لمجتمعي.
    Yine biliyoruz ki bir terapinin yokluğunda bu bebeklerin yarısı 2 yaşına bile ulaşamadan ölüyor. TED كما نعرف أنه في غياب العلاج فلن يعيش نصف هؤلاء الأطفال ليبلغوا عمر السنتين
    Önce bilmelisin, korkmak değil, bilmelisin ki; bir gün öleceksin. Open Subtitles أن تعرف أنه ، لا خوف تعرف أنه في يوم ما ، ستموت
    Bir şeyler yapmazsam,... korkarım ki bir gün patlayacağım. Open Subtitles وأخشى أنه في ذات يوم إذا لم أفعل شيئاً سوف أنفجر
    Sun Tzu der ki... bir savaştaki en iyi zafer, başka savaş gerektirmeyendir. Open Subtitles ...قال سن سو أنه في الحرب أفضل نصرهو الذي لا يتطلّب أي معركة
    Öyle hararetli tartışırlardı ki, bir keresinde Heisenberg gözyaşlarına boğulmuştu. Open Subtitles كانا يتناقشان بعاطفية شديدة لدرجة أنه في إحدى المرات وصل هيزنبرج لأن بكى بالدموع
    Biliyorsunuz ki bir araştırma ve ulaştırma birimi var Open Subtitles أنت تعرف بأن هناك كنيسة. من أجل الكثير من توصيلات الجيش.
    Diyelim ki bir mahkûm bir kamera ya da bir telefon falan saklıyor. Open Subtitles أعتقد بأن هناك سجينة تخفى كاميرا أو هاتف خلوى أو شئ ما
    Charles dedi ki, bir arkadaşına ait bir kulübe varmış. Open Subtitles يقول ( نشارلز ) بأن هناك كوخاً يمتلكه احد أصدقائه
    İnanıyorum ki bir yerlerde kalbimin ve hayallerimin evinin anahtarını tutan biri var. Open Subtitles إيمان بأن هناك من لديه مفتاح قلبك
    Belli ki bir hata olmuş. Open Subtitles يبدو بأن هناك لبس الموضوع
    Bekle, sen kimsin ki, bir yabancının evinde böyle şiddetle davranabiliyorsun? Open Subtitles مهلاً ، ماذا تعتقد أنك فاعل في منزل شخص غريب ؟
    Yani diyelim ki bir deterjan yapmak istiyorsunuz. TED حسناً لنفترض أنك تريد ان تصنع مسحوق تنظيف
    Hayal edin ki bir marka ile bir ilişki kurup etkileşime geçebilir ve böylelikle almak üzere olduğunuz ürüne kendi kişisel özelliklerinizi verebilirsiniz. TED تخيل أنك تستطيع الآن التعامل مع ماركة والتفاعل، بحيث يمكنك تمرير صفاتك الشخصية على المنتجات التي أنت على وشك شراءها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more