kiliseye giden, evlenen, aile kuran adamlar. | Open Subtitles | فبها رجال تذهب للكنيسة و تتزوج و تنشئ عائلات |
Mükemmel pazar günleri kiliseye giden mutlu aile ama evde farklı bir hikâyeydi. | Open Subtitles | عائلة سعيدة تذهب للكنيسة كل أحد الأمر كان مختلفا |
iyi, dürüst, kiliseye giden insanlar. | Open Subtitles | اعني بصدق وأمانه، الناس تذهب للكنيسة . |
Sanırım senin için düzenli olarak kiliseye giden biri diyebiliriz. | Open Subtitles | اظن من الامن القول انك رجل يتردد على الكنيسة |
Sanırım kiliseye giden bir adam olduğun söylenebilir. Evet. | Open Subtitles | اظن من الامن القول انك رجل يتردد على الكنيسة |
Düzenli olarak kiliseye giden, yaptıklarıyla örnek olan komşularıyla iyi geçinen, incilden alıntılar yapan ve hayatlarında hiç yanlış bir şey yapmayan o genç insanları bilirsiniz. | Open Subtitles | أرأيتمأولئكالأطفال.. النموذجيين المهذبين المواظبين على الكنيسة ولا يزعجون الجيران، ويقتبسون تعاليم الإنجيل |