Bir tarafım kapıları kilitleyip, burada sonsuza kadar hep beraber kalalım istiyor. | Open Subtitles | جزء مني يريد قفل تلك الأبواب والبقاء هنا مع الجميع إلى الأبد. |
Ben o korkunç şeyi kutuya kilitleyip yerin dibine gömdüm. | Open Subtitles | لقد حبست هذا شيء المرعب في صندوق ودفنته تحت الأرض |
Kadın düşmanı domuzu kilitleyip cinsel organlarını kesiyor... ve kan kaybından ölmesini bekliyor. | Open Subtitles | ، يتم حبس ذلك الحيوان و تركه ينزف حتى الموت بعدما يتم خصيه مباشرةً |
Anahtar burada işiniz bittiğinde kapıyı kilitleyip anahtarı paspasın altına koyun. | Open Subtitles | هذا مفتاح. لذا عندما تنتهي, فقط أقفل وضع المفتاح تحت السجادة. |
Geçmişi alıp bodrumda bir yere kilitleyip bir daha bakmamak üzere arkanı dönüp gitmez misin? | Open Subtitles | اليس بإمكانك أن تأخذ الماضي و تقفل عليه في احدى غرف القبو و من ثم تعلق الباب و لا تعود إلى هناك مجدداً ؟ |
Eğer ana yolu kilitleyip, anahtarı Molly'nin dükkanını atarsak aslında ana yolu kilitleyip anahtarı kendi üzerimize atmış olmayacak mıyız? | Open Subtitles | اذا اقفلنا متجر مولي الصغير للحلوى فنحن بذلك نقفل على أنفسنا |
Kapıları arkalarından kilitleyip güneye yönelmişler. | Open Subtitles | ثم قفلوا البوابات خلفهم و توجهوا نحو الجنوب |
Neden kapıları kilitleyip yatmıyorsunuz? | Open Subtitles | حَسناً، لماذا لا تغلقين الأبواب و تذهبين للنوم؟ |
Eğer ağlamayı kesmezsek bizi içeriye kilitleyip yakarlarmış. | Open Subtitles | ...فقالوا إذا إذا لم نتوقف عن البكاء سيقفلون علينا في الدخال وسيحرقوننا |
Bir çocuğu odasına kilitleyip anahtarı atmak, her zaman çözüm olmaz. Anahtarı atmadım. | Open Subtitles | انه لاينجح دائما وضع قفل فوق الطفل وترْمي المفتاحَ. |
Bence yapılması gereken hepsini bir araya tıkıp, kapıyı kilitleyip anahtarı yok ederek.... ... içerde birbirlerini öldürmelerine izin verilmeli. | Open Subtitles | أعتقد بأن افضل شيء لهم هو قفل الابواب ورمي المفتاح بعيداً ليقتلوا بعضهم البعض |
Bu tüm ekibini kilitleyip anahtarı atmam anlamına geliyorsa, yapacağım şey oldur. | Open Subtitles | الآن، إذا كان ذلك يعني قفل فريقكم جديد ورمي المفتاح، ثم وهذا هو ما سأقوم به. |
Son birkaç gündür... kendimi odama kilitleyip kara kara düşünüyorum. | Open Subtitles | في الأيام القليلة الماضية حبست نفسي في غرفتي |
Eğer köpeğini ve karısını bir bagaja kilitleyip bir saat sonra çıkmalarına izin verse adamı gördüğüne hangisi sevinir tahmin et? | Open Subtitles | اذا حبست كلبك وزوجتك في صندوق السيارة وأخرجتيهم بعد ساعة |
Öğle yemeğinde kendimi tuvalete kilitleyip ağlamaya başladım. | Open Subtitles | بحلول موعد الغداء، كنت قد حبست نفسي فعليًا في أحد الحمامات و أخذت أبكي |
Kendimizi bir odaya kilitleyip uyluklarımız acıyana kadar da çıkmayız. | Open Subtitles | يمكننا حبس نفسنا في غرفة و لا نخرج منها حتى تألمنا أفخاذنا. |
Vazgeçmeye, kendimi odama kilitleyip Fransız teğmenin kadınını okumaya hazırdım. Yastığıma sarılacaktım. | Open Subtitles | حسناً، لقد كنت على وشك الاستسلام حبس نفسي في غرفة و مشاهدة فيلم " امرأة الملازم الفرنسي" |
Rumsen'ı kilitleyip sözü Peggy Olson'a bırakmış. | Open Subtitles | أقفل المكتب على رامسن وجعل أولسن تتولى الحديث |
Seni bir dolaba kilitleyip kafana un çuvalı geçirenin bu adam olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أتعلمين، لا زال لا أصدق بأنه نفس الرجل الذي أقفل عليكِ في الخزانة و وضع كيس الطحين على رأسكِ |
Geçmişi alıp bodrumda bir yere kilitleyip bir daha bakmamak üzere arkanı dönüp gitmez misin? | Open Subtitles | اليس بإمكانك أن تأخذ الماضي و تقفل عليه في احدى غرف القبو و من ثم تعلق الباب و لا تعود إلى هناك مجدداً ؟ |
Yıllar önce kendimizi bir odaya kilitleyip beraber sarhoş olmalıydık. | Open Subtitles | كان ينبغي أن نقفل على أنفسنا في غرفة ونصبح ثملين سويًا منذ سنوات |
Her şeyi kilitleyip kaldırdılar. | Open Subtitles | أجل، لقد قفلوا كل شي |
Peki neden sadece kapıları kilitleyip yatmıyorsun? | Open Subtitles | حَسناً، لماذا لا تغلقين الأبواب و تذهبين للنوم؟ |
Kapıları kilitleyip bekleyeceklermiş. | Open Subtitles | وانهم سيقفلون الابواب |