Cranford'a kalfa olarak gelmişti, burda kimsesi yok. | Open Subtitles | أتى لكرانفورد كجوال ,و ليس لديه أحد في البلدة |
Bak, Julian'ın yardımımıza ihtiyacı var, başka kimsesi yok! | Open Subtitles | انظر ، جوليان يحتاج لحمايتنا ليس لديه أحد سوانا |
Oğlu adamın deli olduğunu sanıyor. O yüzden konuşacak kimsesi yok. | Open Subtitles | وإبنه يظن أنه مجنون, إذاً, فهو ليس لديه أحد ليتحدث إليه... |
Ama Becca'nın onu anlayacak kimsesi yok. | Open Subtitles | بيكا ليس لديها أحد باستثناء والديها اللذين لا يفهمانها |
Biliyorum. Benim yanımda sen varsın ama onun kimsesi yok. | Open Subtitles | أنا أعلم، أنا لديّ أنت وهي ليس لديها أحد |
Arkadaşı yok, kimsesi yok ve böyle özel bir şeyle buraya geliyor. | Open Subtitles | لا اصدقاء ، لا عائلة ، يأتي هنا وبيدة شيء شخصي ؟ |
Sebepsiz yere evden atıldığını söylüyor. Zavallı bir dul ve ona bakacak kimsesi yok. | Open Subtitles | إنها أرملة مسكينة و ليس لديها من يعتني بها |
İlaçlarını ve yemeğini verecek, banyoya götürecek kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديه أحد لتأكد بأنه سيأخد أدويته... ليطعمه, ليأخذه للحمام... ... |
- Konuşacak kimsesi yok. - Ama hemen döneceğiz. | Open Subtitles | ليس لديه أحد يتحدث معه - لكننا سنعود قريبا - |
Gördüğüm kadarıyla kimsesi yok. | Open Subtitles | وفق المعطيات التي وجدتها، ليس لديه أحد |
Taka'nın kimsesi yok mu? | Open Subtitles | تاكا ليس لديه أحد في هذا العالم؟ |
Bazılarımızın kimsesi yok. | Open Subtitles | بعضنا ليس لديه أحد |
Macmaster'ın başka kimsesi yok. | Open Subtitles | ماكماستر ليس لديه أحد آخر |
Hiç tanıdığı yok. Koruyacak kimsesi yok. | Open Subtitles | ليس لديها أصدقاء و ليس لديها أحد يقوم بحمايتها |
Bizden başka kimsesi yok. Ailesi yok. | Open Subtitles | ليس لديها أحد آخر ليست لديها عائلة |
Derek, lütfen. Onun kimsesi yok. Kendisi için savaşacak birine muhtaç. | Open Subtitles | ديريك) رجاء ليس لديها أحد أنها تحتاج أحد ما ليدافع عنها |
Kayıp olduğunu farkedecek kimsesi yok muymuş? | Open Subtitles | ليس لديها أحد لاحظ أنها مفقودة ؟ |
Ne aile, ne bir dost... Hiç kimsesi yok... | Open Subtitles | سوبر يقول لا عائلة , لا اصدقاء, لا شئ. |
Zavallı bir dul ve ona bakacak kimsesi yok. Akrabaları da yok, parası da. | Open Subtitles | انها أرملة مسكينه و ليس لديها من يعتنى بها |
Sana baba dese de, demese de, bu kızın senden başka kimsesi yok. | Open Subtitles | سواء كانت تقول لك يا أبى ام لا فأنت كل ما لديها |
Berbat hissediyorum. Konuşacak kimsesi yok. | Open Subtitles | انا اشعر بالاسى هو ليس لديه احد يتحدث معه |
Bu zavallı çocuğun kimsesi yok. | Open Subtitles | ! هذا الطفل الفقير لم يكن لديه أحد. |