Ve hava onlara zarar veriyor, kirlenmiş arazide yetişmiş besin onları zehirliyor. | TED | والهواء يؤذيهم، والغذاء الذي نما من تربة ملوثة يصيبهم بالتسمم. |
hasta çocuk üzerinde kullandığınız kirlenmiş muayene parçalarını elden nasıl çıkardınız? | Open Subtitles | كيف تخلصت من مواد الفحص الملوثة التي أستخدمت على الولد المريض؟ |
kirlenmiş bir havuzu boşaltmak gayet doğaldır. | Open Subtitles | من الطبيعى أن نفرغ المسبح عندما تكون المياة قذرة |
Ve eğer kirlenmiş ise bisikletiniz, burada olmak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | لذا، إذا لديك دراجة متسخة فأنت فى المكان الصحيح |
Ayakta duran lambanız kirlenmiş. | Open Subtitles | عمود المصباح عندك متسخ.. |
Bataryayı kısa devre yaptırdım ve su rezervi kirlenmiş oldu. | Open Subtitles | لقد تسبب في تعطيل البطارية. التي تسببت في تلوث المياه. |
kirlenmiş ve içinde yaşanılamaz hâle gelen bir dünya kadar önemli sorunlar değil. | Open Subtitles | حسناً ، ليس هناك ما هو أقسى من كوكب ملوث لا يصلح لمعيشة فيه |
Pekala, sanırım henüz resmi olarak yola çıkmış sayılmayız. Ama bunun yüzü kirlenmiş. | Open Subtitles | اعتقد اننا لم نسافر لحد الان هذه القطعة ملطخة |
Muhtemelen insanları döverek kazanıyorsun ve bu kendimi kirlenmiş hissettiriyor. | Open Subtitles | الأموال فى الغالب تُجنى من ضرب الناس ضرباً مبرحاً حتى الموت. ذلك يشعرنى بالقذارة. |
Eğer toprak bu kadar zamandır kirlenmiş ise sandığımızdan daha fazla sızıntı yapan kutular var demektir. | Open Subtitles | إذا كانت التربة ملوثة على هذا البعد الكبير فلا بد من أن التسرب قد أدرك عدداً أكبر مما اعتقدنا من الحاويات |
Dikkat. kirlenmiş madde aktarımı yapılıyor. | Open Subtitles | إنتباه كل المستويات , مواد ملوثة يتم نقلها الأن |
Ravi gece kirlenmiş gökyüzünün fotoğraflarını WhatsApp’tan yolluyor. | TED | صورة ليلية للسماء الملوثة أرسلها رافي عبر تطبق واتساب |
Günahla kirlenmiş birçok ruh beni öfkelendirdi. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأرواح الملوثة بالخطايا .وذلك يغضبني |
Elbiselerin neden böyle kirlenmiş ve neden likör gibi kokuyorsun? | Open Subtitles | لماذا الثياب قذرة ؟ ولماذا رائحتك مشروبات ؟ |
Buraya ruhsal bir deneyim kazanmak için geldim ve şimdi kendimi kirlenmiş hissediyorum. | Open Subtitles | أتيت إلى هنــا للحصول على تجرية روحيـــة وأنـــا أحس الآن أني قذرة. |
kirlenmiş ve ona kirli vermek istemedim. | Open Subtitles | كانت ملطّخة ولم أرد أن أعيدها له وهي متسخة |
Sen de bugüne kadar kirlenmiş bir kız görmüş birine benzemiyorsun. Kifo! | Open Subtitles | حسنا أنت لا تبدو من نوع الرجال الذين رأوا فتاة متسخة من قبل كيفو |
Yüzün kirlenmiş. | Open Subtitles | وجهكِ متسخ |
kirlenmiş hava, su ve zehirlenmiş yemekle ilgili şeyler duyduk. | TED | سمعنا عن تلوث الهواء، تلوث المياه والأغذية المسمومة. |
Domuz dışkısıyla kirlenmiş su içerek ya da yiyecek yiyerek. | Open Subtitles | نتيجة لشرب الماء, أو تناول طعام ملوث ببراز الخنزير |
Biliyorsun, bazen vahşi doğada da kirlenmiş şeyler olabilir. | Open Subtitles | هل تعلم ان الاشياء في البرية سوف تكون ملطخة |
Çok daha kötüsü, kendimi kirlenmiş ve utanmaz hissettiriyor... | Open Subtitles | إنه أسوأ بكثير ، ويجعلني أشعر ... بالقذارة والعار |
Ona kitabının Antraks sporlarıyla kirlenmiş olduğunu söyledim. Sonra da ona 300 dolar verdim. | Open Subtitles | أخبرتُه أنّ الكتاب كان ملوثاً بالجمرة الخبيثة وبعدها أعطيتُه 300 دولار |
"Çok kirlenmiş gibisin belki dört elle daha hızlı temizlenirsin" | Open Subtitles | تبدو قذراً جداً ربما سوف تنظف بسرعة اذا استخدمنا أربع أيدي |
Mekanik yüksek oranda kirlenmiş, ve radyasyon ilerliyor. | Open Subtitles | المقصورة الهندسية تلوثت بشدة و الإشعاع يتحرك للإمام |
kirlenmiş Uchiha adının temizlendiğini hissediyorum. | Open Subtitles | أَشعر أن اسم الأوتشيها الملوث يصبح مطهَّراً |
Durun, daha fazla kirlenmiş olamayız. Herkes göle çöp atmayı bırakmıştı. | Open Subtitles | انتظر، لا يمكن ان يكون هذا بسبب التلوث لقد اوقفنا القاء النفايات في البحيرة |
kirlenmiş mi? | Open Subtitles | مُلوثة ؟ |