| Her hırsızlığı tamamen farklı ve eşsiz, kavram olarak klasiktir. | Open Subtitles | كل سرقة مختلف وفريد جدا، كلاسيكي في مفهومه. |
| Onu seviyorum. Klasik klasiktir, anlıyor musun? | Open Subtitles | أنه كلاسيكي ، أتعرف ما أقصده أذهب إلى هناك ، وضع خصيتيك في مشروبه |
| Mükemmel tercihler. Bu bir klasiktir. | Open Subtitles | انها خيارات ممتازة هذا كتاب كلاسيكي |
| Diz üstüne çökme olayı klasiktir. O şekilde işlerin ters gidemez. | Open Subtitles | فكرة الركوع على ركبتك كلاسيكية للغاية إنها الفكرة الأفضل إطلاقا |
| Çünkü her şeyini tamamen yenilettim. klasiktir. | Open Subtitles | لإني قُمت بإعادة بناءها بالكامل ، إنها كلاسيكية |
| Bu bir klasiktir. Eskilerden kalma. | Open Subtitles | انها تقليدية من المدارس القديمة |
| Bart'ın tişörtü bir klasiktir, Marge. Aynı "Büyük Düşün" gibi. | Open Subtitles | قميص (بارت) كلاسيكي يا (مارج) مثل قول "استمر بكونك رائعاً" |
| Hayır, Alien bir klasiktir. | Open Subtitles | لا، أن الكائن الفضائي كلاسيكي. |
| Çifte Şantaj bir klasiktir. | Open Subtitles | لا تقسو على نفسك ابتزاز كلاسيكي مضاعف |
| - Viski soda klasiktir. | Open Subtitles | حسناً، الماء و الويسكي مزيج كلاسيكي |
| Warner Bros'daki kahve dükkânında. Tam bir klasiktir. | Open Subtitles | ."في المقهى داخل أستوديوهات "وارنر .هذا كلاسيكي |
| Hey, Kaplumbağa Yertle! Bir klasiktir. | Open Subtitles | السلحفاة ييرتل كلاسيكي |
| Hayır, Yaratığın Dönüşü filmi bir klasiktir. | Open Subtitles | لا. "غرباء الفضاء" فيلم كلاسيكي, أوكي؟ |
| Porche klasiktir. Seninki fosil. | Open Subtitles | البورش كلاسيكية انها قديمة جدا |
| Kabiliyet alanının içinde ve radyolardan bildiğini biliyorum, çünkü klasiktir. | Open Subtitles | إنها من نوعك اعلم أنك تعرفها من الراديو لأنها كلاسيكية . |
| O an çok klasiktir. | Open Subtitles | هذه اللحظة كلاسيكية وانا أسميها |
| Güzel şaka. klasiktir. | Open Subtitles | أنا أقّدر المزحة حقًا، إنّها كلاسيكية. |
| Bilmem biliyor musun ama saklı bir klasiktir. | Open Subtitles | ياإلهي أنتِ تعرفين ذلك! هذه الأغنية تقليدية جداً. |
| Klasik rock'u severim. Çok klasiktir. | Open Subtitles | انا أحب الروك الكلاسيكى أنه كلاسيكى للغاية |
| klasiktir, Lewis. Daha iyisi yok. | Open Subtitles | إنها تقليديه , لا أحد يستطيع هزيمتها |
| Epey eski bir yöntem ama klasiktir. | Open Subtitles | أعني، هذا يعد من الطقوس القديمة المبجلة، ولكنه إحدى الطرق الكلاسيكية. |
| Bazı şeyler sadece klasiktir. | Open Subtitles | بعض الأشياء مجرد كلاسيكيه. |
| Hepiniz kalkacaksınız, bu bir klasiktir. | Open Subtitles | كلكم ستنهضون, إنه من نوع الكلاسيك |