| İki çocuğu etrafta koşuşturup, tüm işi yaptırıyorsun çünkü kendin yapmaktan çok korkuyorsun! | Open Subtitles | تجعل طفلين يركضون ويقومون بكل العمل لانك أجبن من أن تفعله بنفسك |
| Etrafta koşuşturup sorun çıkaran ahmaklar ve bu sorunları büyüten enteller. | Open Subtitles | المغفلون الذي يركضون في المكان و يثيرون المتاعب و الحمقى الذين يحولون ذلك لمشكلة كبيرة |
| Goebbels, Himmler ve Goring ihtiyarın etrafında koşuşturup öleceği günü bekliyor. | Open Subtitles | كلهم يركضون بالجوار منتظرين أن يموت الرجل العجوز |
| Araba tehlikeli kamikaze geyik koşuşturup duruyor. | Open Subtitles | إن الخطر في السيارة والآيل الأنتحاري يركض بالجوار |
| Ortalıkta koşuşturup evi batıran bir torunum olmasını isterdim. | Open Subtitles | لن أمانع في حفيد يركض في الأرجاء ويحدث فوضى. |
| Sen de bu sırada etrafta koşuşturup hayallerini yaşıyordun. | Open Subtitles | في تلك الأثناء، فقد كنتِ تركضين وتعيشين أحلامكِ |
| Öylece etrafta koşuşturup, aynen ilk kibrit kutusunu bulmuş ateş çocuk gibi ortalığı ateşe veriyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط تركضين حول الإضاءة , الامور على النار مثل طفل بايرو الصغير الذي وجدت علبة الثقاب الاولى |
| Etrafta koşuşturup kendilerine Fox demezler. | Open Subtitles | هم لا يركضون حول دعوة أنفسهم فوكس. |
| Çok geçmeden deli danalar gibi koşuşturup pek bir keyifli haller sergilemişler. | Open Subtitles | ثم كانوا يركضون و يقفزون في كل مكان |
| Caddelerde koşuşturup, dans ederler. | Open Subtitles | يركضون ويرقصون بالشوارع |
| Dışarıda koşuşturup duruyorlar. | Open Subtitles | إنهم يركضون في الخارج. |
| - koşuşturup bağrışıyorlardı. | Open Subtitles | يركضون ويصرخون |
| Ortalıkta koşuşturup etrafı batıran bir torunum olsun isterdim. | Open Subtitles | أحب أن يكون لدي حفيد صغير يركض في الأرجاء ويحدث فوضى هنا وهناك. |
| Kocan bütün gün koşuşturup durmuş, bırak da yemek yesin. | Open Subtitles | يركض على رجليه طوال اليوم ، دعيه يأكل لا ، لا ، لا |
| koşuşturup durdu; | Open Subtitles | كان يركض من هنا و هناك يطفئ أنبوبة الغاز |
| Bu akşam resmen kapalı gişe çalışıyoruz, ve herkes golf arabasını kazanmak için bir o yana bir bu yana koşuşturup seni şaşırtmaya çalışacak ve milletin işlerini de ben üstlenmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لدينا بيع في الخارج اليوم وانتي سوف تجعلي الجميع يركض في كل الأنحاء ليحاولوا أن يبهروكي لعربة الجوف وسوف ينتهي المطاف بي أعمل وظائف كل الأشخاص |
| Aynen ama bunda etrafta koşuşturup "Sizi şekerli suyla besledim niye beni ısırıyorsunuz?" diye bağıran bir deli yok. | Open Subtitles | بالضبط، لكن ليس هناك مجنون يركض حولك، يصيح "أطعمتكم سكر و ماء فلماذا تقومون بعضي؟" |
| Noel arifesindeyiz ve sen etrafta koşuşturup fotoğraf için kendini harap edeceksin. | Open Subtitles | إنها ليلة الكريسماس، وأنت تركضين في كل مكان وتوترين نفسك على مجرد صور ! |