Askerler ortalıkta, boka bulanmış vaziyette koşuşturuyor ve o kamyonlara binmeye çalışıyorlardı. | Open Subtitles | الجنود كانوا يركضون في كل اتجاه وهم ملطخون بالخراء ويصعدون إلى تلك الشاحنات |
Diğer çocuklar koşuşturuyor, oynuyor ve çığlık atıyorlardı, bundan dolayı annem de kapayı kapattı. | Open Subtitles | و الأطفال الأخرين كانو يركضون ويلعبون ويصرخون لذلك أمي اغلقت الباب |
Bir bu eksikti. Yüzlerce Tom Baxter serbest kalmış, etrafta koşuşturuyor. | Open Subtitles | كل ماتحتاجه مئات من (توم باكستر) يركضون في كل مكان |
Burada birçok insan ürkmüş halde sağa sola koşuşturuyor. | Open Subtitles | لدينا العديد من الناس مذعورين، إنهم يجرون فى مكان، إنهم خائفون |
İleriyi düşünen tek ben olduğum için herkes deli gibi koşuşturuyor. | Open Subtitles | بالطبع، أنا الوحيد الذي خطّط للمستقبل لذا الآخرون يجرون مذعورين |
Çocuk çocukluk ettiği için etrafta koşuşturuyor. | Open Subtitles | أعني الفتيان تركض في الأنحاء لأنهم أطفال |
Herkes kafası kopmuş tavuk gibi koşuşturuyor. | Open Subtitles | والجميع يجرون ويتخبطون كدجاجات مذبوحة |
Bir yerlerde Bayan Pillsbury koşuşturuyor halbuki çoktan Bayan Schuester olmalıydı. | Open Subtitles | في مكانٍ ما بالخارج هناك الآن توجد الآنسة (بيلسبري) تركض في الأرجاء التي تجدر أن تكون بها الآن السيدة (شوستر). |