Yani bunun anlamı, koşmanın itecek bir zemine sahip olmayı gerektirmesi ve zeminin de koşucunun ayaklarını geri itmesidir. | TED | أي أن الجري يتطلب أرضية للدفع منها عند الانطلاق و تدفع هذه الأرضية أيضا في المقابل ساق العداء |
Ağzından bir koşucunun parçaları sallanıyorsa, tutukla. | Open Subtitles | حسنا, إذا كان هناك فتات العداء البطيء تتدلى من فمه فقيده |
Simba'nın kalıbı daha kurumadı ama gördüğün gibi koşucunun üstündeki ize birebir uyuyor. | Open Subtitles | قالب سيمبا مازال رطباً لكن يمكنك أن ترى انه تطابق مثالي لعلامة العضة على العداء |
Sadece bir koşucunun çıkabileceği bir yer. | Open Subtitles | -مكان لا يمكن أن يصعده إلا مسرع |
İkinci koşucunun, ilk izleri tamamen aynı şekilde takip etmesi imkansızdır. | Open Subtitles | فعندما يحاول العدّاء الثاني مجارات خطوات العدّاء الأول، فإن ذلك مستحيل |
koşucunun kanı bunların üstünde varsa hemen bulmalıyız. | Open Subtitles | إذا دم العداء في أحد هذه الأشياء,يجب أن نكتشفه الأن |
Kanadalı koşucunun anabolik steroid kullanarak performansını arttırma ve rakiplerine karşı avantaj sağlama planı üzerine uluslararası bir gürültü koptu. | Open Subtitles | لقد حدث ضجيج عالمي حول فكرة أن هذا العداء الكندي قد حصل على الأفضلية بناءً على إستخدام |
Bu, bacaksız koşucunun sevgilisini öldürmek için kullandığı silah. | Open Subtitles | وشاهدوا هذا هذا هو السلاح الذي استخدمه العداء بدون ساقين من أجل قتل صديقته |
Koşma hızı, koşucunun bacakları ile ne kadar güç sarf ettiğine bağlı ve Newton'un İkinci Hareket Kanunu'na göre kütle ile ivmenin çarpımı sonucu kuvvettir. | TED | سرعة الجري مرتبطة بالقوة التي تبذلها ساق العداء و بالنسبة لقانون الحركة الثاني لنيوتن القوة هي حاصل ضرب الكتلة في السرعة |
Laboratuarda ölen koşucunun kanı olduğu ispat edildi. | Open Subtitles | قام المختبر بمطابقته بدم العداء الميت |
Sanki, bu koşucunun yarışı Leeds Hastanesi'nde bitecek. | Open Subtitles | يبدو انه يوم هذا العداء... سوف ينتهي فى مستشفي ليدز |
Bu hani bacakları olmayan koşucunun | Open Subtitles | سيكون مثل ذلك العداء بدون ساقيين |
koşucunun mesafesini, hızını ve daha da önemlisi rotasını hesaplamak için GPS kullanıyor. | Open Subtitles | لقد استخدموا نظام تحديد المواقع لحساب They use G.P.S. to calculate مسافة وسرعة العداء والأهم، مسارهم |
koşucunun bazı organları eksikti. | Open Subtitles | العداء ينقصه بعض الأعضاء |
Bakalım koşucunun kanı mı? | Open Subtitles | تأكد إذا كان دم العداء |
Sadece bir koşucunun çıkabileceği bir yer. | Open Subtitles | -مكان لا يمكن أن يصعده إلا مسرع |
Burada sonucu, hangi koşucunun acıyla başa çıkabildiği belirleyecek. | Open Subtitles | وهذا سيتحوّل إلى من العدّاء الذي سيتحمّل الألم |