Bir eş ve bir avukat olarak, o kocasının yanında | Open Subtitles | كمحامية وزوجة، هي تقف بالتاكيد بجانب زوجها. |
Çünkü kocasının yanında olmak yerine senin altındaydı. | Open Subtitles | لأنه بدلا من ان تكون بجانب زوجها كانت تحتك |
Sana param olmaz mı, canikom, ...yani, sevgili kızım kocasının yanında otururken ...mahkeme salonunda olunca var. | Open Subtitles | أوه، سأمنحكِ المال ياعزيزتي ولكن ذلك يعني أنّ ابنتي العزيزة مبتسمة بجانب زوجها جالسة خلفي في المحاكمة |
O an, benim yanımda, kocasının yanında olduğundan daha rahattı. | Open Subtitles | بتلك اللحظة، كانت مرتاحة معي أكثر من مع زوجها |
Bayan Harris kurbanın karısı. Dışarıda kocasının yanında değil. | Open Subtitles | السيدة (هاريس) زوجة الضحية ليست في الخارج مع زوجها |
partiler planlayan, ve ilanlarda kocasının yanında durarak poz veren. | Open Subtitles | وتجلس بجوار زوجها في الإعلانات |
Yaşlı kadın seçmenler kocasının yanında durmasını seviyorlardı; | Open Subtitles | الناخبات كبارات بــ السن يعجبهن أنها وقفت بجانب زوجها |
Evliliğini nasıl idare ettiğini sanırım. Hep kocasının yanında durdu. | Open Subtitles | أعتقد بأنها عالجت زوجها ؛ وقفت بجانب زوجها |
Duyarsız kocasının yanında yatıyor ama uyumuyor. | Open Subtitles | تستلقي بجانب زوجها النائم عديم المشاعر |
"... köpek kocasının yanında olarak... | Open Subtitles | بوقوفها بجانب زوجها" "التافه بابتسامة مرسومة |
Bayan Young'ı kocasının yanında kanlar içinde buldum. | Open Subtitles | - اجل سيدي وجدت السيدة (يونغ) جالسة بجانب زوجها مغطاة بدم زوجها |
İşte bu yüzden kocasının yanında olmalı. | Open Subtitles | و لهذا عليها البقاء مع زوجها, |
İşte bu yüzden kocasının yanında olmalı. | Open Subtitles | و لهذا عليها البقاء مع زوجها, |
Çok sevdiği kocasının yanında duran kadına bak. | Open Subtitles | وهي تقف بجوار زوجها المحب. |