Onun nefesini koklayabiliyorum. Ve benim toplarım ise eskiden oldukları yerdeler. | Open Subtitles | يُمكنني شمّ رائحة نفسه، وخصيتاني بالأعلى كما كانت من قبل. |
koklayabiliyorum, aynen bu sabah saçını traş kremi ile yıkmaman gibi ve dişini fırçaladıktan sonra bayat taco yemişsin. | Open Subtitles | بإمكاني شمّ ذلك، كما يُمكنني أن أشمّ أنّك غسلت شعرك بكريم الحلاقة هذا الصباح، -ولقد اخترت تنتوا تاكو مبيت بدلاً من تفريش أسنانك . |
Ben senin rüyalarını koklayabiliyorum, Tom. | Open Subtitles | يمكنني شمّ أحلامك، (توم) |
Damarlarında dolaşan tatlı nektarı koklayabiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أشم الرحيق يضخ في عروقك |
Damarlarında dolaşan tatlı nektarı koklayabiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أشم الرحيق يضخ في عروقك |
Onları buradan bile koklayabiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أشم رائحة عمليا لهم من هنا. |
Üzerimize doğru süründüklerini koklayabiliyorum. | Open Subtitles | لا، ليست تلك الميتة. أنا يمكن أن أشتمّهم يزحفون علينا. |
Üzerimize doğru süründüklerini koklayabiliyorum. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أشتمّهم يزحفون علينا. |