İyice ıslanmışsın, Tony. Baker, bize kokteyllerimizi getirir misin lütfen? | Open Subtitles | انت مبتل كثيرا يا تونى, بيكر, هل يمكن ان تُحضر الكوكتيل ؟ |
Geçen sefer, Indianapolis Akvaryumu'nda kişisel bir tur yaptık ve kokteyllerimizi yudumladık. | Open Subtitles | في المرة السابقة حضينا بجولة خاصة وشربنا الكوكتيل في حوض "إنديانابوليس" البحري |
- Havuzun orada kokteyllerimizi içiyoruz. | Open Subtitles | نحن عند المسحب، نشرب الكوكتيل |
Terasta kokteyllerimizi içerken ve | Open Subtitles | نحتسي الكوكتيلات على الشرفة |
Ve kokteyllerimizi beklerken, sende en yüksek topuklarınla Seth'in masasına doğru üzgünce yaklaşırsın, üzerinde bağları açık siyah Valentino'n, aynen benim kalçalarımı salladığım gibi süzülürsün. | Open Subtitles | و بينما ننتظر الكوكتيلات ستذهبين لطاولة سيث بحذائك ذو الكعب العالي فستان الدانتيل ل "فالانتينو" بنفس الطريقة التي حملت بها نفسي الى قاعة الرقص |
Evet, ben Karayiplere kaçacagim Laura ile kokteyllerimizi yudumlayacagiz ve sualti dalislari yapacagim. | Open Subtitles | أجل, أنا سأهرب إلى الكاريبي و... سأقوم برشف الكوكتيل مع (لورا), و ممارسة الغطس |