Yaşlı bastardo koktuğu kadar sert değilmiş anlaşılan. | Open Subtitles | فالرجل العجوز الردئ لم يعد قوياً مثل قوة رائحته الكريهة. |
Şu milletin buram buram koktuğu ve herkesin kendi poşetini getirdiği süslü mağazalarda satılan pahalı etler gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل هذا اللحم الغالي الذي يبيعونه في هذه المتاجر الفاخرة حيث كل شخص رائحته جميلة و يجعلونك تحضر حقائبك الخاصة |
Zaten çıplak kadın gibi koktuğu da yok! | Open Subtitles | هذا الشيء لا يشبه في رائحته أي سيدة عارية |
Ofis kağıtlarından birinin üzerine yazılan ve Ohio'daki leylaklar gibi koktuğu için cebinde taşıyabileceğin bir mektup gibi. | Open Subtitles | رسالة كتبتها في مكتبها و تحملها أنت دائما في جيبك لأن رائحتها تذكرك بأوهايو |
Belki de gargara. Bütün bildiğim, çok hoş koktuğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن رائحتها كانت حلوة مثيرة للغثيان |
İlki. Acayip koktuğu için kalamadığı oda. | Open Subtitles | الغرفة الأولى التي لم يستطع البقاء فيها بسبب رائحتها الغريبة |
Hayır. Çünkü sabahları kanoya bindikten sonra koktuğu gibi kokuyordu. | Open Subtitles | كلاّ، لأن رائحته بدت كأنّه عائد من التجديف صباحاً. |
Ya da bilirsiniz, şu yaşlı köpekler gibi, kötü koktuğu için kimsenin... | Open Subtitles | أو مثل كلب عجوز رائحته كريهة نوعا ً ما |
Saçları ya da nasıl koktuğu hakkında falan konuş. | Open Subtitles | تحدث عن شعره أو رائحته أو ما شابه. |
koktuğu kadar yakışıklı mı? | Open Subtitles | -أهلاً, (جاستيس), هل هو جميل , كما هي رائحته ؟ |
Ama güzel koktuğu için seni affediyorum. | Open Subtitles | لكني سأسامحك لأن رائحته شهية |
diğer şeyse... oranın vanilya gibi koktuğu. | Open Subtitles | أن المكان رائحته كالفانيليا |
* Don Perkal, MSNBC * "Büyük, siyah bir duman bulutu gördük, onun barut veya silah dumanı koktuğu söylendi. * Gilah Goldsmith, The Guardian * | Open Subtitles | قالت أنها رأت سحابة دخان ضخمة سوداء رائحتها كالكوردايت أو البارود جيلا جولدسميث لصحيفة الجارديان |
Onun gibi koktuğu için notu kokluyorsun ve sonunda aklından söküp atıyorsun. | Open Subtitles | ثم تنام معها , وتشمها لأنها تكون بنفس رائحتها ثم أخيراً |
Hiçbir zaman tadı koktuğu gibi değildir, değil mi? | Open Subtitles | مذاقها أبداَ لا يُـشبه رائحتها . أليس كذلك ؟ |
Buradayız, nasıl göründüğü ve koktuğu umurumda değil. | Open Subtitles | اليك, لا اهتم كيف هو شكلها او رائحتها |
Bu dairenin neden çiş gibi koktuğu şimdi anlaşıldı. | Open Subtitles | لهذا هذه الشقة رائحتها كالبول |