Dyson ve Kenzi'yi serbest bırak ve kokuşmuş ayakkabıyı al. | Open Subtitles | أطلقوا سراح دايسون و كينزي و ستحصلون على الحذاء النتن |
Hayır, sana kokuşmuş pislik diyorum! Söylediğini yapacak cesaretin yok. Hadi vur! | Open Subtitles | أنا لا اقصد انك قطعة من النفايات النتنة تنقصك الشجاعة هيا أفعلها |
Önce beni işi kaybetmekle suçla sonra da kokuşmuş olmakla! | Open Subtitles | أولاً, تلومني علي فقد عملك، و الان, تلومني لاني نتن. |
O adi, kokuşmuş teknik deha pençelerimde kıvranacak! | Open Subtitles | سوف أحضر هذا الميكانيكى القذر العبقرى كريه الرائحة |
Ne cüretle annenin işine çomak sokarsın, seni kokuşmuş velet. | Open Subtitles | كيف تجرؤ على تخريب حال والدتك أيها الولد العفن الصغير |
Yerel balık işleme tesisinden tonlarca ve tonlarca kokuşmuş, çürümüş balık leşlerini temizledik. | TED | قمنا بتطهير أطنان وأطنان من جثث أسماك متعفنة، نتنة من مصنع معالجة الأسماك المحلي. |
Onlardan ekonomileri düzeltmelerini isterseniz, düzeltmeyeceklerdir... ...çünkü onlar, kokuşmuş statükodan faydalanıyorlar. | TED | إذا طلبت منهم إصلاح الاقتصاد فلن يصلحوه لأنهم يستفيدون من الوضع الراهن الفاسد. |
Seni adi, kokuşmuş, kahpe-- | Open Subtitles | لماذا ، أنت أيها الخسيس النتن يا إبن الـ ـ |
Ama siz kendi küçük beyninizin daha kuytu ve karanlık köşelerinde kendi kokuşmuş karanlığınızda daha büyük bir kötülüğün dolup taştığını bilirsiniz. | Open Subtitles | لكنكم تعلمون في الزوايا المظلمة لأكثر التجاويف المتعطلة من عقولكم الصغيرة بأن ظلامكم النتن |
Üstelik, şu kokuşmuş saçlarından bir tanesini kullanabiirdi. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن رأسك النتن قد يستفيد من ذلك |
Yok yere beni bu kokuşmuş hayatımın boşluğuna terk etti. | Open Subtitles | لترك هذه الحفرة النتنة في حياتي بدون أي سبب وجيه |
Yalın ayaktılar ve her bir adımda ayak parmakları, yüzlerce sineği kokuşmuş yığından savurarak çamura gömülüyordu. | TED | وكانا حافيي القدمين، ومع كل خطوة كانت أصابع أقدامهما تغوص في القمامة باعثةً مئات الذباب وقد تناثر من الكومة النتنة. |
O kokuşmuş toprak parçası için değmez. | Open Subtitles | هذة القطعة النتنة من الارض لا تستحق إنها من الزمن الغابر |
Yüzündeki tebessümle birlikte işini bitirmişti sonra da bebeklerin hepsine tek tek irinle dolu birer kokuşmuş, bataklık suyu şişesi vermişti. | Open Subtitles | بعد أن أكتمل عمل هنا أعطى الأطفال واحداً تلو الآخر زجاجات عصير مستنقع نتن |
Hadi kaldır kıçını artık o yataktan be, kokuşmuş herif! | Open Subtitles | حسناً أيها القذر الحقير قم من على الفراش |
Ayrıca, kralın kokuşmuş oğlunun işten attığı birini neden istiyorsunuz ki? | Open Subtitles | لماذا تطلب شئ من شخص قام بفصله إبن الملك العفن |
Seni kokuşmuş solucan, sonsuz pis kokulu bataklığından buraya getir o poponu! | Open Subtitles | إحصلْ على عقبِكَ هُنا، أنت دودة نتنة مِنْ مستنقعِ الرائحة الكريهةِ الأبديّةِ! |
Evet hep anlaşmazlıklara neden oluyorum hep çalı dürtüyorum, insanların bu kokuşmuş sistemi sorgulamalarına neden oluyorum. | Open Subtitles | أجل، أقود معارضة، لتحريك الأمور، واقناع الناس بالتشكيك في النظام الفاسد بأكمله. |
Hey, seninle konuşuyorum, kokuşmuş Kızılderili | Open Subtitles | أنت ، أنا أتحدث إليك أيها البشرة الحمراء القذرة |
Zayıf ve kokuşmuş bir toplumda yaşıyoruz herkes kendi başına. | Open Subtitles | نحن نعيش فى مجتمع ضعيف و فاسد و حيث لا يفكر كل شخص سوى فى نفسه |
Bir kere, yasadışı organları herkesin bulabileceği yere atmam ve asla kokuşmuş bir kelleyi evimin dışında bırakmam, yani, hadi ama çocuklar. | Open Subtitles | أوّل شيءٍ تتعلمه هو ألاّ ترمي الأجزاء غير القانونية بمكانٍ يمكن لأحد أن يعثر عليهم و بالتأكيد لن أترك رأساً عفنة |
Bu gece, beni bu kokuşmuş kasabadan götürüyorsun! | Open Subtitles | سوف تأخذني . خارج هذه البلدة الكريه الليلة |
Ama kurdukları bu komplolar, sabotajlar ve kokuşmuş imkanlarına rağmen bozguna uğradılar. | Open Subtitles | ولكن بالرغم من مؤامراتهم للتخريب وأساليبهم الكريهة إلا أنه قد تم سحقهم |
kokuşmuş ile ben halterde yarışmaya başladık. | Open Subtitles | و سميلي وأنا بدأنا نتنافس في رفعات القوة |
Ama tam tersi, bana bir şişko, ve kokuşmuş sarhoş dedi. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك قال لي أنت بدين كريه الرائحة مخمور |
Bütün cepheler kokuşmuş, senin gibi insanlar hariç! | Open Subtitles | جميع الاطراف فاسدة باستثناء الأشخاص مثلك. |