Dükkan kapılarından yayılan kokular dünyanın geri kalanından geliyordu. | TED | الروائح من ابواب المتجر كانت من باقي العالم |
Çevre kirliliği, kötü kokular yaparlardı, kontrol etmesi zordu ve ışık loştu, ayrıca yangın tehlikesi de taşıyorlardı. | TED | لقد أنشؤوا التلوث, وأنشؤوا الروائح الكريهة, وكان من الصعب التحكم بهم, وكان الضوء خافتاً, وكانوا خطر حريق. |
Hepimizin benzersiz bir koku dünyası vardır, aldığımız kokular bakımından birbirinden tamamen farklı bir dünya duyumsarız. | TED | كل واحد منا لديه رائحة فريدة من نوعها، بمعنى أن ما نشمه، كل منا يشم عالما مختلفا تماما. |
- Eğer 5 dakika içinde çıkmazsam karışık kokular yüzünden boğulmuşumdur. | Open Subtitles | إذا كنت لا يخرج، فمن لأنني اختنق حتى الموت على رائحة مجففات. |
Tepeden tırnağa acılar ve kokular içinde uyanırsın ve hiç olmadığın kadar açsındır ama sen ne açlığı bilirsin, ne de öyle şeyleri gerçekten huzursuz ve acı verici, ama güzel, çok güzel. | Open Subtitles | تستيقظ كريه الرائحة ومتعب من رأسك حتى القدمين وأكثر جوعاً مما كنت وليس لديك أدنى فكرة عن الجوع أو أى من هذا القبيل |
Ve bu yeni kokular yapmak icin dogrudan bir yoldur. | TED | وبالتالي ذلك طريق مباشر نحو إنتاج روائح جديدة. |
Üzülerek söylüyorum ki Meymenetli kokular Bıçkıhanesi'nde korkunç bir kaza gerçekleşmedi. | Open Subtitles | يؤسفني قول إنه لم تحصل حادثة رهيبة في منشرة "لاكي سميلز". |
Şöyle demişti: "Tatlar, kokular, renkler ve bunlara benzer şeyler bilincimizde bulunur. | TED | أعتقد بأن الذوق و الروائح والألوان .. الخ مستقرة في وعينا |
Bu kokular olfaktör epitelinize çarpar ve beyninize yediğiniz şey hakkında birçok bilgi verir. | TED | هذه الروائح تصل إلى الظهارة الشمية وتخبر دماغك الكثير عما تأكله. |
Ve burada gerçekten bir eski natürmort tabloyu canlandırmak istedim. bu yüzden kokular ve diğer şeylerle uzun zaman geçirdim | TED | وفي هذا أنا حقاً اردته أن يشابه لوحة في سن مبكر ما تزال حية. لهذا قضيت بعض الوقت مع الروائح والبنود. |
Silahlar, ayak sesleri, gürültüler, kokular birkaç kelime İspanyolca. | Open Subtitles | إطلاق النار، آثار الأقدام، الضجيج، الروائح عدة كلمات إسبانية |
kulağına fısıldanan sözler, garip, gizemli kokular, | Open Subtitles | الكلمات المهموسة في أذنها الروائح السرَية الغريبة |
Onu gördüğümde burnuma kötü kokular gelmediğini mi zannediyorsun? Kallen bize yem atıyor. | Open Subtitles | هل تظن أني لاأستطيع شم رائحة الهراء عندما أراه |
Haydi ama. Pis kokular geliyor. | Open Subtitles | أعنى أن هذا الموضوع تفوح منه رائحة كريهة |
Belki de bunun uğruna kovulacağım. Hiç anılarını depreştiren kokular aldın mı? | Open Subtitles | ربما قد أطرد بسبب هذا هل سبق لك و أن شممت رائحة تعيد لك ذكرياتك ؟ |
Sadece görsel işaretler değil kokular da çok yardımcı olur. | Open Subtitles | نحن لا نبحث فقط عن النماذج البصرية الرائحة قد تكون مفيدة أيضاً |
kokular ayrıca iki kişi arasındaki kimyayı da açıklar. | Open Subtitles | الرائحة توضح عندما توجد كيمياء بين شخص و آخر |
ilk sira misk kokulular. ikinci sira orman, mesin kokulari ve bitkisel kokular. | Open Subtitles | الصف الأول مسك , الثاني جلود و اخشاب و روائح طبيعية |
Diğer kokular da farklı şekillere sahip farklı moleküller tarafından taşınıyor. | Open Subtitles | روائح أخرى تحملها جزيئات مختلفة بأشكال مختلفة |
Çünkü ben, Meymenetli kokular Bıçkıhanesi'ndeki kazaların ardındaki sarsıcı gerçeği biliyorum ve emin olun görmeseniz daha iyi. | Open Subtitles | لأنني أعرف الحقيقة المروعة لحادثتي منشرة "لاكي سميلز"، وبوسعي أن أؤكد لك، أنه من الأفضل ألا تتمكن من الرؤية. |
Yüzler tanıdıkmış, renkler, kokular aile evi de ama dillerini bilmiyormuş. | Open Subtitles | تعرف على الوجوه . .. الألوان ، العطور بيته |
O zaman çürük kokular geliyor. | Open Subtitles | عندها يكتسب هذه النوعيه من الرائحه النتنه |
Burnuma kötü kokular geliyor, ama Baldrick'in elmalı kekinden bahsetmiyorum. | Open Subtitles | أشم رائحةً مريبة، وأنا لا أتحدث عن محتويات كعكة التفاح التي يملكها بولدريك. |
Ancak tepeler, yollar ve burnuma gelen kokular tanıdıktı. | TED | لكنَّ التلال والطرقات والروائح جميعها مألوفة. |