Tom çok güzel kokuyor, çoğu oğlan gibi peynir kokulu değil. | Open Subtitles | رائحة توم جميلة جداً, ليست من العصور القديمة مثل بعض الأولاد. |
Evet, kısa, yüksek sesli, ve viski kokulu tıpkı eski kocam gibi. | Open Subtitles | نعم قصيرة، بصوت عال، و تفوح مهنا رائحة الكحول. مثل زوجي السابق. |
Ve şu garip, ekmek gibi kokan kokulu yastık şeysin. | Open Subtitles | و وسادة الفاصوليا الغريبة ذات الرائحة الكريهة التي تشبه الخبر |
Ve o beğendiğin şampuandan aldım... hani şu meyve kokulu kimyasal olandan. | Open Subtitles | وقد أحضرت لك بعض الشامبو الذي تحبين الذي به كيماويات برائحة الفاكهة |
O da yasemin kokulu bir mumu kullanmayacağını fark etti şu an. | Open Subtitles | والذي يدرك الآن بأنه ليس لديه أي استفادة من شمعة ياسمين معطرة |
Hayır anne içmeyeceğim. Ve şu üç haftadır giydiğin pis kokulu deri giysileri değiştireceksin. | Open Subtitles | و انك ستغير البنطلون الجلد النتن الذي ترتديه منذ 3 اسابيع |
Bu, kokulu çayır otunda otlayan, kabuğu soyulmuş narlar yiyen ve geceyi İyi Yiyeceğin Hanı'nda geçiren bir eşektir. | Open Subtitles | .. الحمار الذي يرعي أعشاب المروج المعطرة ويأكل الرمانات الحلوة المقشرة ويقضي الليل في حانات الغذاء الشهي |
kokulu sularda banyo yapınca, kol ve bacakların tatlı yağlarla okşanıp, saçların gülağacıyla taranınca, gözyaşı dökmeyeceksin. | Open Subtitles | عندما تأخذين حماما فى ماء معطر عندما يدلكون أطرافك بالزيوت الحلوه و يمشطون شعرك بزيت الصندل |
Astım, kötü kokulu nefes, sarı dişler iğrenç bir cilt. | Open Subtitles | مثل مرض الربو رائحة النفس الكريهة وإصفرار الأسنان بشرة مقرفة |
bu içindeki kokulu yağı harekete geçirecek, ve özel bir koku yayılacaktır. | TED | وهذا بدوره سيدفئ الزيت العطري بداخله, وستنبعث رائحة معيّنة. |
Pis kokulu içeceğinize katlanacak bir sebep bulduğumuz için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة أن لدينا سبب للتسامح مع مشروباتك كريهة الرائحة |
Ekini toplamadan evvel tohumu pis kokulu gübreyle besleyip böcek zehriyle haşeratları öldürmelisin. | Open Subtitles | سيكون عليك رشة بالمبيدات القوية ووضع السماد كريه الرائحة عليه قبل جني الثمار |
Belki yardım için Cletus ve o pis kokulu arkadaşlarını çağırırsın. | Open Subtitles | ربما ستحصل كليتوس والأخرى الخاصة بك كريهة الرائحة من الأصدقاء للمساعدة؟ |
Alnıma işaret parmağımla "otjize"ye vurdum ve diz çöktüm. Parmağımla kuma dokundum, tatlı kokulu kırmızı toprağın içindeydi. | TED | مسحت الصبغة عن جبهتي بسبابتي وركعت، ولمست الرمال بإصبعي، مازجة بها الطين الأحمر المملوء برائحة العرق. |
Çiçeklerdeki sinekkuşlarından gardenya kokulu bir bahçede sevişmekten? | Open Subtitles | عن الطنانات في كل الزهور و الغزل في حديقة مليئة برائحة الغردينيا؟ |
Sandal ağacı kokulu nehir suyunda doğduğunu bilmeden, tatlı safir, bal değmiş dili ile, ağzı açgözlü olamayacak kadar doluydu. | TED | وبأنها وُلدت في مياه نهر معطرة بخشب الصندل، ياقوتة حلوة اللسان كالعسل، كانت كثيرة جدًّا على جشعهم. |
Beni yakalayamazsın. Kötü kokulu peynir adamıyım." | Open Subtitles | لا يمكنك الامساك بي فأنا رجل الجبن النتن |
Yumuşak ve kokulu eller, tatlı mı tatlı bir ses... | Open Subtitles | حسناً، الأيدي المعطرة والناعمة صوت نسائي جميل جداً |
kokulu sularda banyo yapınca kol ve bacakların tatlı yağlarla okşanıp saçların gül ağacıyla taranınca gözyaşı dökmeyeceksin. | Open Subtitles | عندما تأخذين حماما فى ماء معطر عندما يدلكون أطرافك بالزيوت الحلوه و يمشطون شعرك بزيت الصندل |
..mahremiyetsizlik, ve cinsiyet ayırımı yapan pis kokulu bir denizci. | Open Subtitles | لا يوجد خصوصية وصياد قذر رائحته كريه هذا كله مثير |
Kadambra, insanların varlığıyla huzur bulduğu enfes kokulu, harika bir çiçektir. | Open Subtitles | الكادامبا زهرة معطّرة جداً الناسِ يُصابونَ بالإغماء في حضورِها |
Mis kokulu bir Mayıs günüydü ve zaman geçmeliydi. | Open Subtitles | هل كان مايو المعطر السبب في الطريقة التي تقضي بها أيامك؟ |
SW: Peki ya kokarca? E: Kötü kokulu. | TED | ستيفاني: ماذا عن الظربان؟ آينشتاين: نتنة. |
Balıkadamlar, filler, berbiller hatta o pis kokulu köpeklerden bile. | Open Subtitles | الرجال السمك , الفيلة دببة البيرل حتى تلك الكلاب النتنة |
O fosur fosur, leş gibi kokan balık kokulu balıkları tekrardan yemeye başlamanıza göz yumamazdık. | Open Subtitles | لا يمكن أن نسمح لكم بالعودة لأكل الأسماك الشرسة ذات الروائح الكريهة للغاية |
Hiçbirşey pis kokulu bok kadar dertlerinden uzaklaşmana yardımcı olamaz. | Open Subtitles | فى الطبيعه هناك رائحه تغوط بقر به لا شيئ افضل منه حتى تتخطى مشاكلك |
kokulu'nun da onu götürecek birine ihtiyacı olduğunu birkaç gün sonra söylesem daha iyi. | Open Subtitles | أظنني سأنتظر عدة أيام لأخبره عن حاجة " ستينكي " لتوصيلة |