Ergenlik çağındaki bireylere ait bir odanın kokusu çocuklara ait bir odanın kokusundan oldukça farklıdır. | TED | رائحة غرفة المراهقين تختلف تماما عن رائحة غرفة الأطفال الصغار. |
Çayın içine karıştırınca kokusundan anlaşılıyor. | Open Subtitles | ، عندما يوضع فى الشاى يكون له رائحة مميزة |
Etrafında deterjan kokusundan başka koku yoksa, çürük kokusunu özlersin. | Open Subtitles | حينما لا يكون حولك إلا حمض الكاربوليك فإنك تطوق إلى رائحة الفعن |
İyi ki döşemenin üzerindeyken ölmedi. kokusundan hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | سعيدة انه لم يمت تحت الارضية فانا اكره الرائحة |
Gidebileceği yerleri biliyorum. kokusundan izini sürebilirim. | Open Subtitles | لكنى أعرف الأماكن التى تجذبنا أنا متأكد أننى أستطيع تتبع رائحتها |
Kemiklerini bir araya getirirken onun kokusundan hoşlanacaksın. | Open Subtitles | عندما يُعيد جمع عظامك باكملها معاً سوف تروقُ لكَ رائحته |
O terli ayaklarının kokusundan nefret ederim ama.... ...bu sefer ki zaferin kokusu. | Open Subtitles | كنت أكره رائحة قدميك المتعرقتين. والآن أصبحت رائحة الانتصار. |
Dünyada menekşelerin kokusundan daha güzel bir koku yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد على وجه الارض رائحة افضل من رائحة البنفسج |
Bir gün eve gelip balık kokusundan nefret ettiğini ve salon dansı hocası olacağını söyledi. | Open Subtitles | فقد جاء يوما الى المنزل وقال انه قد كره رائحة السمك وقرر انه سيقوم بتدريس الرقص في الصالات |
Sanırım açıklayabilirim, buradaki et ve kan kokusundan, çok davet edici bir hedef oluyor. | Open Subtitles | بامكانى الشرح لكن رائحة اللحم والدم هنا تدعو الى الهجوم |
Kadınlar kestirmeyenlerden hoşlanmıyor. kokusundan falan herhalde. | Open Subtitles | فا المرأة لا تحبّه عندما لا تقطعه . إنّه يجلب رائحة أو شيئاً من هذا القبيل |
Ben konuşurken konuşmayın, hiçbir zaman "Miller zamanı" demeyin ve ameliyathanede losyon kokusundan nefret ederim. | Open Subtitles | لا تتحدثوا بينما أنا أتحدث و لا أحب رائحة الكولونيا و أنا في غرفة العمليات |
Gerçi osuruk herif domuz kokusundan anlar mı bilemiyorum ama dediği buydu. | Open Subtitles | ذلك العجوز يعرف كيف هي رائحة الخنازير، أنا لا أعرف، لكن هكذا قال |
Uzun saatler, ahırın kokusundan başım döndü. | Open Subtitles | عملت لساعات طويلة وأنا أشعر بالدوار بسبب رائحة الحظيرة |
Yaşlı kadının kokusundan kurtulmak için eve mi gidiyorsun? | Open Subtitles | حسناً ، ربما هرعت إلى المنزل لإزالة رائحة الشخص القديم قبل رحلتك ؟ |
Burası ruhların canlı kokusundan arındıkları yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي الارواح تزيل فيه رائحة الاحياء |
Morgun o iğrenç kokusundan nefret ediyorum | Open Subtitles | اكره هذه الرائحة اللعينة التي تملأ المكان |
Oturma şeklinden ve kokusundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | و أنا أكره الطريقة التي تجلس بها وأكره رائحتها |
Güzel deneme, kıvrık kuyruk ama balık kokusundan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | محاولة جيدة ,صاحب الذيل الرنان لكنني أعرف مقدار كراهيتك لرائحة السمك |
Bu mal iyi görünüyor. kokusundan belli. | Open Subtitles | إنها عملية انتشال جيّدة يمكنني شمّ ذلك |
Birine ülkemizi tanıtmanın idrar kokusundan daha iyi bir yolu var mı? | Open Subtitles | ما من طريقة أفضل لتقديم شخص ما إلي مقاطعتنا إلا برائحة البول الكريهه |
Hayır ben şu kötü ter kokusundan bahsediyorum. | Open Subtitles | لا أنا أقصد رائحه العرق الفواحة العفنة هذه |
Ama kokusundan hâlâ keyif aldığımı söyleyebilirim. | Open Subtitles | ...ولكنني أعترف أني ما زلتُ أستمتع بالرائحة |