Hayır, seni gücendirmeye çalışsaydım eğer dışkı kokusunun senin kaba etinden geldiğini söylerdim. | Open Subtitles | لا ان اردت اهانتك كنت ساعلق على رائحة البراز التي تنطلق من خلفك |
İştah açmak için ıslak köpek kokusunun üstüne yok. | Open Subtitles | أوه يا الهي لا شئ أجمل من رائحة كلب مبلل إنها تفتح الشهيه من أجل العشاء |
Benzer yanık kokusunun Emily tarafından da hissedildiğini hatırladım. | Open Subtitles | تذكرت أن نفس رائحة الإحتراق قد أحست بها إيميلي أيضاً |
Sülfür ve kan kokusunun içinde, sikkeyi, kuru bir yaprağa çeviren, eminim O'ydu! | Open Subtitles | برائحة الكبريت و الدماء بالتأكيد أنه من قام بتبديل العملة بورقة الشجر |
Yasemin kokusunun başını döndüreceği erkeklerden değil sanırım. | Open Subtitles | أحسب أنه ليس من النوع الذي يذعن لعطر الياسمين |
İnsan kokusunun belirlenmesi önemli bir adli bilim aracıdır! | Open Subtitles | ملتقط رائحة الإنسان هي أداه جنائية قابلة للتطبيق |
Tamam, eğer nehirde idilerse bu ter kokusunun gitmesi gerekmez miydi? | Open Subtitles | لو كانت هذه بالنهر ألن تختفي رائحة العرق تلك؟ |
Ve Hollandalılar, üzerindeki insan kokusunun her zerresini koklayacaklar. | Open Subtitles | والهولندية سوف تشم كل انش من رائحة جسمها النتنة من على جسمك |
Gelmeden önce pizza yedim ve kokusunun hâlâ üzerimde olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | و لقد تناولت بيتزا قبل أن آتي و أريد أن أتاكد أنه ليست هناك أي رائحة منبثقة من فمي. |
Ama erkekler iş yerlerinin kokusunun üzerlerinde taşırlar. | Open Subtitles | أما الرجال فينقلون رائحة أماكن عملهم أينما ذهبوا |
Bu odada bir avukatın pis kokusunun geldiğini anlamıştım. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان هناك رائحة نتنة من طبيب جوريس قادم لهذه الغرفة |
Balık kokusunun sindiği tüm kuytu köşelere gir. | Open Subtitles | بالتحديد في كل الأركان والزوايا المظلمة حيث تختبىء رائحة السمك |
Vücut kokusunun bulunmasından bu yana bulunabilen bulaşık makinesi beyazı giymem yetmedi mi? | Open Subtitles | ألا يكفي أن أرتدي رداء غسالة الأواني الذي كان بالجوار مند إختراع رائحة الجسم؟ |
Kan kokusunun nereden geldigini bulana kadar seni yoklayacak. | Open Subtitles | إنه سوف ينبش بجسدكِ حتى يتمكن من العثور عن مصدر رائحة الحيض. |
Kapıyı açıp, çamların gerçek kokusunun içeri girmesini sağlayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تفتح الباب وتدع رائحة الصنوبر الحقيقي تدخل |
Orkidenin kokusunun çekiciliğine kapılan güve, 30 santimlik diliyle polenleri emiyor. | Open Subtitles | تجذبها رائحة السلحبية المذنبة تلعق هذه العثة حبوب اللقاح بواسطة لسانها الذي يبلغ طوله قدم |
Kore barbeküsünün kokusunun, kıyafetlerinden çıkmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنك لا تستطيع التخلص من رائحة حفل شواء كورية من ملابسك. |
Yanımda yanan bedeninin kokusunun vereceği haz için. | Open Subtitles | وأشعر بالسعادة عندما أشم رائحة لحمك المُحترق بجانبي |
Al, başarının tatlı kokusunun tadına bak. | Open Subtitles | هنا, استمتع برائحة النجاح الجميلة |
Aslında evimde sigara kokusunun olmasını sorun etmem. | Open Subtitles | لا امانع برائحة الدخان في منزلي |
Yasemin kokusunun başını döndüreceği erkeklerden değil sanırım. | Open Subtitles | أحسب أنه ليس من النوع الذي يذعن لعطر الياسمين |
Fırından yeni çıkmış bir şeylerin kokusunun insanları rahatlattığı ve daha uysallaştırdığını söylerler. | Open Subtitles | حَسناً، يَقُولونَ الذي الرائحةَ مَخْبُوزِ طازجِ... أيّشئ ناس طرازاتِ إرتاحوا ويَجْعلُهم نوعَ أكثرَ. |