Arabanın rengini mi beğenmedi yoksa sabahları kestane kokusuyla uyanmak istemiyor muydu? | Open Subtitles | لم تحب مظهرك العابس أو ربما لم تحب رائحة الفستق في الصباح |
Bu kızlar üstlerinde inek boku kokusuyla ufak köylerinden buraya geliyor. | Open Subtitles | ،هؤلاء الفتيات أتينَ من قرية صغيرة لاتزال رائحة الأبقار تنبعث منّهنَ |
Etrafımda gaz kokusuyla büyüdüm kömür yağı, gazyağı, yanan her şey. | Open Subtitles | لقد نشأت على رائحة الجازولين تلك نفط، كيروسين أي شيء قد يحرق |
Saldırı üstüne saldırı tıpkı öfkeli karıncalar gibi, benzin kokusuyla deliye dönmüşlerdi. | Open Subtitles | بالتناوب، بالهجوم، بالهجوم مثل النمل الغاضب المجنون برائحة الغازولين |
Ve sonra düşündüm de onları daha çok et kokusuyla mı çekiyorduk? | Open Subtitles | وعندها كنت أفكر فقط هل نحن نجذبهم بالرائحة أم باللحم؟ |
İnsan görünümündeler... Teriyle, ağız kokusuyla, her şeyiyle. Tespit etmek çok zor. | Open Subtitles | ويبدو بشرياً، العرق، رائحة فم كريهة كل شيء يصعب كشفه |
Fakat günün birinde güzel bir uykudan, sıcak ekmek üzerinde erimiş marmelat ve taze tereyağının kokusuyla uyanınca | Open Subtitles | و لكن ربما يوم ما عندما تستيقظى من نومك الممتع على رائحة الخبز الساخن |
Hayır. Ama bu yeni araba kokusuyla olduğunu düşüneceksin! | Open Subtitles | لا، ولكن مع هذا رائحة السيارة الجديدة، سوف تعتقد أنك تفعل. |
Hep bana vitamin kokusuyla kalacağım. | Open Subtitles | أنا لن أضيع رائحة ماما ريتا من على جسدى. |
Çay kokusuyla beni yanıltabileceğinizi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | اختى هل تعتقدين أن رائحة الشاى تشتت تفكيرى |
Sabah o iğrenç yemek kokusuyla uyanmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أستيقظ على رائحة هذا الطعام بالصباح. |
Yanmış pastırma kokusuyla uyanmayı özlemedin mi? Yanmış yulaf ezmesi de vardı. Hatırlıyor musun? | Open Subtitles | لن تشتاقي للإستيقاظ على رائحة اللحم المحروق أنت |
Sakız kokusuyla okyanus kokusu yan yana olur mu hiç? Bence olmaz. | Open Subtitles | أعني، هل ينتمي عطر العلكة بجانب عطر رائحة المحيط؟ |
Gelecek kış, burası et kokusuyla dolduğunda sen burada olmayacaksın. | Open Subtitles | عندما تُملئ رائحة هذا المكان باللحم المشوي أنتي لن تكوني هنا |
Kalem kokusuyla kafa yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يُمكننا أن ننتشي إذا أشتممنا رائحة القلم ؟ |
Bengay kokusuyla gözlerin yanmazsa annemin omzunda çok güzel ağlanıyor. | Open Subtitles | فأمي تكون مفيدةً حين أحتاج إلى كتف ٍ أبكي عليه إذا لم تحرق عيناي رائحة مرهم معالجة الألام العضلية |
Diyebileceğim tek şey kapının dışındaki rakun kokusuyla, Allah kolaylık versin, ...çünkü bana vermedi. | Open Subtitles | قد أقول لهم.. حظاً موفقاً في.. رائحة الراكون من المدخل |
Korkma. Kasabamız bir felaketten kurtulmuştu ve ben misafir odası sabunu kokusuyla gelmiştim. | Open Subtitles | لا تخشى ، مدينتنا تخطت كوارث عدة، وخرجتُ منها سليماً برائحة عطرة |
Gizlemedim. Taze pişmiş bisküvi kokusuyla bunu saklayamayacağım. | Open Subtitles | حسناً لن أغطي نفقة هذا برائحة بسكويت مخبوز |
Daha sonra, tütsülenmiş balık kokusuyla gerçek tilkinin kokusunu köpeğe koklatarak yanlış kokuları göz ardı etme yeteneklerini araştırırlardı. | Open Subtitles | ثم لاحقاً يسحبون الرنغه على أثر رائحه ثعلب حقيقي ليختبروا قدرة الكلب على تجاهل الرائحة الخطأ أو الأثر الخطأ |