| Biliyorsun ki vejetaryen olmak kolay iş değil. | Open Subtitles | أعلم بأنه ليس سهلاً أن يكون الإنسان نباتياً، ياليسا |
| Bir aile ve kariyer ile boğuşup aynı zamanda yalnız bir baba olmak kolay iş değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن تكون والداً أعزباً. |
| Broadway yapımcısı olmak kolay iş değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن تكون منتجاً ببرودواي |
| Birini muhbire dönüştürmek kolay iş değil. Yavaş ilerleyecek zamanım yok. | Open Subtitles | جعل أحدهم يوشي ليس بالأمر السهل أنا ما عندي وقت للتحرّك ببطء |
| kolay iş değil. | Open Subtitles | ذلك ليس بالأمر السهل |
| Başkan olmak kolay iş değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن تكون رئيساً. |
| West 7'yi terk etmek kolay iş değil. | Open Subtitles | مغادرة (7 غرب)، ليس بالأمر السهل |