| Bakın, parayı geri çevirmenin kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعلم أنه ليس من السهل رفض عرض مالي |
| Böyle bir şeyi bırakmanın kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل التخلي عن أمر كهذا. |
| Pazar günü buraya gelmenin kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل دائماً أن تأتوا إلى هنا كل أحد |
| kolay olmadığını biliyorum ama... bu işi aldığım için gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | وأنا متأكده من انها ليست سهله ولكني سعيده جداً لأنني حصلت على الوظيفه |
| Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum. Ama karanlığı bana bırakmalısın. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر ليس سهلاً عليك لكن أريدك أن تترك الظلمة لي |
| Harika gidiyorsun, tatlım. kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | تقومين بعمل عظيم أعرف أنّ هذا ليس سهلاً |
| kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل القيام بذلك |
| Beni burada görmenin kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل تواجدي هنا. وواثق أنك.. -لا ترغب ببقائي |
| Senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل عليك هذا. |
| Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل |
| Evet o yüzden kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | نعم وهذه هي الطريقه لكنها ليست سهله |
| Hayatın kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | هذه الحياة قطعاً ليست سهله |
| Senin için kolay olmadığını biliyorum, Lancelot. | Open Subtitles | أعرف أنّ هذا ليس يسيراً عليك يا (لانسيلوت) |